2.5

12 3 0
                                    



have fun!!!!!!



mavi - aşk olsun


...


demir o akşam dediğimi yapıp beni evime bırakmıştı. ne benim konuşmamın sonrasında, ne de yol boyu hiçbir şey dememişti, ben de sadece akıp giden yolu izlemiştim.

gece boyu ise aklımda acaba fazla mı kendimi açtım düşüncesi dolanıp durmuştu fakat sonra kendime onun da bana aynı açıklıkta geldiğini hatırlatmaya çalışmıştım. bir yere kadar başarmıştım da. ne kadar düşünürsem düşüneyim sonuç hep aynı çıkıyordu. bizden olmazdı, denemeye gerek yoktu. bu sadece bizi, beni, yıpratırdı.

şimdiyse okul kantininde oturmuş sıcak çikolatamı yudumluyordum. çoğu insanın aksine kahve sevmezdim, hatta nefret ederdim bile denebilir çünkü ağzıma bile sürmek can çekiştirirdi bana. 

en sevdiğim şeylerden biri, kendim hakkında tespitler yapmaktı sanırım. çünkü boş zamanlarımda düşüncelerimin adını koyup daha sonra kendimi ifade etmem gerekirken bunu kolayca yapabilmek çok iyiydi. yine kendimle ilgili garip fikirlerimden birini mantıklı bir yere oturtmaya çalışırken yanımdaki sandalyenin çekildiğini farkettim.

demir?

sanki kırk yıllık dostmuşuz ve bu çok normal bir şeymiş gibi sandalyeye kurulurken gözlerini gözlerime değdirmeden önce zaman kazanmaya çalışır gibiydi. benimde işime gelirdi. sonunda onun rahat bakışları benim şaşkın ve anlam vermeye çalışan bakışlarımla buluştuğunda dediği tek şey "günaydın." oldu.

"günaydın? bir şey mi oldu?" 

"hayır, birine günaydın demek için bir şey mi olması gerekiyor?"

"yani, tabii ki hayır ama gelip bir anda masasına oturmak için gerekiyor sanki?" neydi bu tavırlar şuanda? dün söylediğim hiçbir şeyi yanlış anlamış olamazdı. gayet nettim. 

"sana söyledim seninle ilgili olan düşüncelerimi. şimdi yanına oturmam seni neden bu kadar şaşırttı ki?"

"çünkü ben de sana söyledim. seninle ilgili olan düşüncelerimi. neden buradasın demir?" 

ilk otururkenki halinin yanı sıra bu sefer sıkıntılı bir iç çekişle karşılık verdi bana, "açelya, sen de konuştun ben de, ama bir sonuca varıp senden uzak duracağımı söylediğimi hatırlamıyorum."

"sonuca varmadık mı gerçekten? sana dedim, istemiyorum. beni rahatsız etmek istemediğini sanmıştım?"

"seni rahatsız etmek istemiyorum zaten."

"o zaman ne bu?" sandalyesini bana doğru çevirip yakınlaştırdı kendisini demir. "bak, ben seni anladım, bir ilişki-" duraklayıp devam etti, "benimle bir ilişki istemediğini çok net bir şekilde açıkladın bana. eyvallah, ne dersen o. ama arkadaş olamayız demedin."

arkadaş mı olmak istiyordu şimdi de?

"ne yani? arkadaş mı olacağız şimdi?"

sen de bilme.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin