Zayıf noktalarınızdan güçlü taraflarınız doğacaktır.
sigmund freud
"Milen'in Ağzından"
Gözlerimi yumup derin nefes alıp vermeye başladım ışılın tepemde dikilmiş bir şekilde bana bakması ile bir kahka attım bu kız hiç değişmiyor.
"Uyansana hadi sana sürprizim var"
"Beş dakika daha nolur gün ışığım"
"Sana uyan diyorum hadi yürü"
"Tamam geliyorum"
Arkasından ilerleyip karşıdaki odaya doğru girdik.
"Ya Allah aşkına ışıl uykumu bölmenin nedeni başka odaya mı getirmekdi "
"Sende amma konuştun sabah sabah sürpriz yapalım hanfendi uykusu bölündü diye bize kızsın nerde Adalet sayın Savcım"
Karşımda duran ekipi görünce ışıla noluyor diye bir bakış attım.
"İnanmıyorum sana ışıl gel öpücem seni onca işin içinde bir bakım eksikdi deme aşko kuşku kızım benim"
"Bak ne güzel söyledin onca işin beşinden koşarken güzel gözükmemizi istemem suçmu"
"Şu bakışı atma bana kızamıyorumda eşşek sıpasına"
"Güven bana bu değişim sana çok iyi gelicek tek isteğim biraz rahatlaman"
"Hadi ne duruyorsunuz başlayın bakalım ışıl hanımın istediği gibi"
Yerimi ışıl gibi alıp keyfime baktım bugünden sonra böyle birşeye fırsatımız olmayacağını bildiğimiz için tatını çıkarmaya baktık cilt bakımı derken el bakımı derken en son saça gelmişti gözlerimi yumup biraz dinlendirdim.
"Milen uyansana hayır anlamıyorum bir insan nasıl olduğu her yerde uykuya dala bilir"
"Uykusu olduğu için olabilir mi sence"
"Ooo uyuyan güzel uyandığınıza göre aynaya bakarmısınız"
Gözlerimi açıp karşımda duran aynadaki görüntüme odaklandım saçlarım değişmişdi karşımda duran kadın ben değildim o benim şufanki olduğum kişiydi ışıla dönüp baktım.
"Şufanki olduğum kişiliğe yakışmış siyah hayatım gibi saçlarımın rengide tam olmuş"
"Milen ben kendini kötü hissetmen için yaptırmadım-" elimle onu durdurup kendime çekip sarıldım sımsıkı.
"Teşekkür ederim gün ışığım çok güzel olmuş, şimdi odama geçip hazırlanıp gereken işlerin başına gidicem sende eşlik etmek istersen gelebilirsin"
"Tamam giyinip gelicem aşağıda bekliyor olucam"
Ondan ayrılıp odama girdim hızlıca bir duş alıp çıktım saçlarımı kurutup aynada olan görüntü tuaf gelsede zamanla alışmış olucaktım kurutma işlemi bitince yatağa koyduğum kombini giyip hazırlandım son kez aynadan kendime bakıp gülümsedim herşey şimdi başlıyordu.
Yatta çilek dolu kasemden bir tane alıcağım an telefonum çaldı ekranda gözüken isme bakınca afalla'dım arayan Adin Karahanlıydı ilk hamleyi yapmıştık mahzen için saldırı olmuştu ama ben orada değildim ne tesadüf adin orada hatta odasındaydı kimse zarar görmedi amacım da zarar vermek değil korku salmakdı zaten telefonu kapatıp çileğimi yemeye devam ettim ışılın keyifli sesi kulaklarıma geldi.
"Ayaz sesli mesajımı dinlediğin gibi beni ara çünkü iki gün sonra düğün olucak ve benim bir gelinliğim bile yok"
"İstediğin gelinlik olsun gün ışığım bir telefon ile ayağana gelir sıkma canını"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişin Çukuru.
General FictionSorun çaresizlik değil, isteksizlik... İsteksiziz, çünkü çocuklukta bize uygulanan ilk şey, içimizdeki isteği öldürmektir. Ben çocukluğumu öldüren onu kendi rızamla büyümeye iden kızdım.. Doğum günümde babamın ölüm yıl dönümü olacağını bilseydim o...