Uyanalı yeni olmuştu yatağımda uzanmış tavanı izliyordum içimdeki öfke bedenimi sarmıştı öfkem kendimeydi bedenimi kontrol edemiyordum, doğru ve yanlışın ortasında gidip geliyordum salondan silah sesi gelmesiyle yatağımdan kalktım odamdan çıktığım zaman adin'i gördüm elindeki silahı ömere nişan almıştı bağırıyordu" milen demir nerde" başında onunda silah vardı ömerin adamları olmalıydı bundan korkmak yerine daha çok bağırıyordu" Bir bu eksikti milen " haklısın iç ses derti neymiş anlayalım bakalım merdivenlerden inmeye başladığım zaman havaya iki el ateş etti durmamı söyledi bense onunla aramdaki mesafeyi kapatarak konuştum.
"Ömer adamlarına geri çekilmesini söyle"
adamlar evden çıkmaya başladılar geriye içerde ben,ömer,adin kaldık.
"Bunu neden yaptın ona niye zarar verdin konuş"
kimden söz ediyordu kime zarar vermiştim" selinden söz ediyor olmalı milen" olabilir iç ses bir kez daha lafını yüksek sesle tekrarlayıp cevap vermemi bekledi.
"Adin indir o silahı karşındaki sıradan biri değil"
arkadan mehmetin yani dayımın sesini duyunca rahatladım en azından adin'i durdura bilecek yetkiye sahipti dayım.
"Onunda karşısındaki sıradan biri değildi enişte ama o durmak yerine onu yaraladı ben neden durayım"
silahı ömerden çekip anlıma dayadı.
"Adin öfkenin seni ele geçirmesine izin verme milen bunu isteyerek yapmadı eminim"
dayımın sözlerinin doğruluğu olsun isterdim ama isteyerek vurmuştum selini, odamdan çıkmadan önce polatın odasındaki yetek silahın emliyetini açıp belime yerleştirmiştim belimdeki silahı çekip onun kalbine nişan aldım.
"Düşmanı'nın acı çekmesini istiyorsan kalbinden nişan almalısın adin"
silahı usulca indirip kalbime nişan aldı şimdi eşitlenmiştik dayımın ve ömerin sesleri endişeli geliyordu.
"Böyle bir güzelliğin düşmanım olmasına dayanamam milen"
kurduğu cümle kalbimde sarsıntı etkisi yaratmıştı kulağıma doğru eğilip sadece benim duya bileceğim şekilde fısıldadı
" Bu hayatta tek dayanağım ablam selin ona bir daha zarar verirsen bu sefer bu kurşunu kalbine saplarım"
Cümlesi ile bir kahka patlattım öfkeden parlayan gözlerini gözlerime dikti bu sefer ben onun duyacağı şekilde kulağına fısıldadım..
"Polatın bir sözü vardır düşmanın da olsa dostunda olsa ona koz sunma. Adin sen bugün elime koz verdin bir yanlışında o kozu kullanmaktan çekinmeyeceğim"
Silahi kalbimden indirip beline koydu yüzüne sahte bir gülümseme ekleyip konuştu.
"Bende senin kozunu kullanmaktan çekinmem milen demir"
ben bir koz vermemiştim aptal, ailemi asla koz olarak sunmam sözü üzerine evden ayrıldı mehmette onunla birlikte gitti geriye ben ve ömer kaldık.
"Milen iyimisin kimdi o"
"Kolun kanıyor bekle beni hemen geliyorum"
ömeri olduğu yerde bırakıp savaşın odasından ilk yardım çantasını alıp ömerin yanına geri döndüğüm zaman polat ve savaşın aşağıda olduğunu fark ettim anlaşılan mehmet gitmemişti onları buraya çağırmıştı ömerin olanları anlattığını duydum merdivenlerden inerken savaşın gülmesini işittim onların yanına vardığım zaman savaşın sesi ile elimdeki kutuyu yere fırlattım.
"Ee birini vururken diğerlerini de hesaba katmalısın milen"
"Yeter savaş sus milene koz vermeden önce hesaba katmalıydın olanları"
ikisinin tartışmasını bölen dayım oldu.
"ikinizde kesin artık şunu milen annenizin emaneti ona sahip çıkmak yerine zarar veriyorsunuz"
Dayımın konuşması polatın derin nefesler alması, savaşın öfkeden yükselen ses tonu zihnimde yankılanmaya başladı gözlerimin kararmaya başladığını hissettim sesler uğultu ile kulağıma gelmeye başladı bedenimin yere yığılmasına izin verdim..
Selamm adin ve milenin öfkesi onlara yenik düşmek yerine onları nereye sürükleyecek bakalım; yorumlarda güzel cümleler okumam dileğiyle diğer bölümde görüşmek üzeri:))
![](https://img.wattpad.com/cover/296722170-288-k787590.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişin Çukuru.
Ficción GeneralSorun çaresizlik değil, isteksizlik... İsteksiziz, çünkü çocuklukta bize uygulanan ilk şey, içimizdeki isteği öldürmektir. Ben çocukluğumu öldüren onu kendi rızamla büyümeye iden kızdım.. Doğum günümde babamın ölüm yıl dönümü olacağını bilseydim o...