Bölüm kayması olmuş bunu atlayıp 17 okursanız sevinirim daha sonra buna geçip devam edin bölüm kayması neyden dolayı oluyur bilmiyorum ama düzeltmeye çalışıyorum malesef olmadı...
Adin'in Ağzından
Sabahın 07:07'si ve haylana ondan ne bir haber ne bir iz yok istanbulun altını üstüne getirmiştim otobüs terminali, havalimanlarından dün geceye ait pilet alınmamıştı buda demek oluyor ki burada bir yerde düşüncelerimin arasından sıyrılmamı sağlayan sese baktım...
"Kuzen hiç bir yerde yok yurt dışına kadar baktık ne bir iz ne bir haber yok"
içli bir nefes verip evden dışarı çıktım onunla ilk karşılaştığım yere doğru arabayı sürdüm mezarlık kim derdiki onun beni yıllar sonra bu şekilde göreceğini annemin mezarlığına doğru ilerledim mezar taşının yanına çömelip sanki beni duyuyormuş gibi konuştum onunla...
"Sırtımdaki bu yük bana çok fazla geliyor azat demirin ölüm fermanını imzalayan adamın oğlu olmak o gün yer altında tüm mafya adamları o gün toplanıp kendi aralarında başa geçecek ismi belirlediler babam bunun üzerine çok sinirlenmişti onun yerine azatı başa koyacakları için küçüğüm ama herşeyi biliyorum ne kadar pis işler varsa hepsinde babamın zoru ile yanındaydım onun gibi biri olmam için'di bunların hepsi- " elimdeki gülleri annemin mezarına bırakıp devam ettim...
"Ama ben onun gibi biri olmamak için çok savaştım sevdiklerimin ölmemesi için uzak kaldım O işlerden aradan bir hafta geçmişti 9' Aralık azat demir kızına hediye almak için evden ayrılmıştı onu takip ediyorduk işte o zaman mileni gördüm anne herkez azatın iki oğlu var diye biliyorlardı kızını sır gibi saklıyordu güya evine saldırı olduğu esnada kızı ve karısı ölmüştü aslı öyle değilmiş o yaşıyordu çok masumdu son kez babasına sarıldığını gördüm babam şok olmuş gözlerle ona bakıyordu ağzından bu cümle çıkmıştı"
"Aynı annesi siktir ölmemiş yaşıyor"
"Azatı busuya düşürüp yakalamıştı depo gibi bir yere gelmiştik tam karşımda camın içi dolu su var'dı babamın emri ile azat demiri o camlı suyun içine koydular ağzını kapatıp ölmesini izledik engel olmaya çalıştım ama elimden bişey gelmedi babamın o iğrenç sesi ve o gün orda olanlar asla silinmedi hafızamdan"
" Aç gözlerini ve izle adin "
"Baba çıkar onu yapma elimize ne geçicek onun ölmesi ile"
"Başa ben geçicem ve söz hakkı bende olucak şimdiden mızmızlanma aynı şekilde kızını da sen öldürüceksin bir gün evlat"
"Ben sen gibi olmayacağım masum birinin canını almam çıkarın onu ordan azat amca dayan çıkarıcam seni"
"Ne bakıyorsunuz alın onu ordan "
"Bırakın beni kurdar onu baba yapma yalvarırım bırak onu"
"Bu piç için babana mı yalvarıyorsun"
"O piç dediğin adam ölürken bile asalet içinde sana boyun eğip karşı çıkmadı bak iyi bak o camın içinde olmasına rağmen çıkmak için uğraşmıyor sonunu biliyor ama senin sonunu da onun kanından birinin getireceğini de iyi biliyor Ali karahan"
Belindeki bıçağı alıp karnımın üzerine çizik attı çocuğum canım yandı ama sesimi etmedim güldüm o her çizik attığında benim gülüşüm büyüdü...
"Bu izleri unutma senin o akan kanların bana ait sen bensin evlat iste sende istemesende benim gibi olucaksın bunların tek nedeni sevdiğim kadını benden almasıydı bunu unutma evlat sevdiğin ile sınarsa hayat seni istemeyeceğin kişiliğe dönüşürsün sonra sana kötü derler"
"O son cümleden sonra bilincim kapanmıştı gözlerimi açtığım zaman altayın beni hastaneye getirdiğini öğrendim öz babam tarafından ölüme terk edilmiştim o günden sonra altay güvenlik şirketinin başına geçiş yapmıştı 18' yaşına geldiğimiz zamansa altayı milen'in yaşadığı eve koruma olarak yerleştirmiştim sevdiğim kızı korumak için gecemi gündüzüme katmıştım hiç tahminimde olmadan yıllardır uzaktan izlediğim kızı ilk kez karşı karşıya gelmiştim o gün karar vermiştim artık ondan uzak durmayacağım daha sonra sık sık tesadüf'müş gibi karşılaştık anne sevdiğim kadın yok her yerde arıyorum ne bir iz ne bir haber bir daki gelişimde onunla gelicem sana sultanım"
Mezarlıktan ayrılıp eve geçmiştim dayımın yanında polat ve savaşı görmem ile elimi yumruk yapıp kendimi sakinleştirdim...
"Milen'den haber alabildin mi"
Polatın sorusu ile kahka attım ellerim ile onun yakasını tutup yumruğumu suratına geçirmem ile yeri boyladı savaş tam atağa geçeceği sıra da arkamdan birinin ona silah çekmesi ile olduğu yerde durdu...
"ikile yoksa o kurşunu kafana sıkarım adin onay ver vurayım bitsin bu iş burda"
Altayı elimle durdurdum savaş ve polat onu görünce şaşkın gözlerle bakıyorlardı...
"Selam patronlar ben ömer diğer adıyla Altay karahanlı"
"Lan herşeyi zihniye çektikde içimize kuzenini sokman ne anlama geliyor"
"Sizi korumak için girmedim heralde milen'i korumak için içinize girdim"
"Adin sen milen'in yaşadığını bilmene rağmen yıllardır acısını bizle mi yaşadın niye söylemedin bana"
"Hayatını riske atamazdım gözümden sıkıntığım kadını sana nasıl söyleye bilirdim enişte"
"Milen nerde adin kız kardeşimi nerde tutuyorsun"
"Dalgamı geçiyon lan yenimi kız kardeşiniz olduğu aklınıza geldi kaç kere gözümün önünde yoksaydınız kendi canınız için hiç düşünmeden vurduğunuz kız kardeşinizmi nerde bunu bana sormaya hakkın yok polat demir dua edin yaşıyor olsun aksi taktirde Adin Karahanlıya merhaba diyeceksiniz"
Son cümlelerimi kurup odama geçmiştim "haklı olacağın aklıma gelmezdi Ali Karahanlı" elime telefonu alıp milenle çekindiğimiz resimlere bakmaya başladım bal sevgilim sensiz geçirdiğim ikinci gün bin hasır gibi geliyor geçmiyor be güzelim yokluğunu hiç bişey ile geçiremiyorum her neredeysen yaşadığını biliyor olmam beni ayakta tutuyor nefesim nolur beni bırakma...
################################
Selamm canlarım adin' in ağzından yazmak istedim bu bölümü üzümlü kekim savaş ve polatın bu olanlardan haberi olması sizide şaşırttımı? Peki milen bu gerçekler ile ne zaman yüzleşecek? Açıkçası bende merak etmiyor değilim tahminleriniz yorumlarda okumam dileğiyle keyifli okumalar beğenmeyi unutmayın sevgili okurlarım❤🌼

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişin Çukuru.
Ficción GeneralSorun çaresizlik değil, isteksizlik... İsteksiziz, çünkü çocuklukta bize uygulanan ilk şey, içimizdeki isteği öldürmektir. Ben çocukluğumu öldüren onu kendi rızamla büyümeye iden kızdım.. Doğum günümde babamın ölüm yıl dönümü olacağını bilseydim o...