Sorun çaresizlik değil, isteksizlik... İsteksiziz, çünkü çocuklukta bize uygulanan ilk şey, içimizdeki isteği öldürmektir.
Ben çocukluğumu öldüren onu kendi rızamla büyümeye iden kızdım..
Doğum günümde babamın ölüm yıl dönümü olacağını bilseydim o...
Yataktan hiç çıkmak dahi istemediğim bir güne gözlerimi açtım bugün benim var olduğum gündü ve babamı kaybettiğim gün aynı zamanda bütün günümü yatakta geçirmeye karar verdim çünkü akşama İstanbul'a dönüyordum sırf babamın mezarını ziyaret etmek için gidicekdim yıllar sonra dönüyor olmak garip hissettiriyor olsada dönüşüm mükemmel olucaktı çünkü mezun oluyordum aynı zamanda hızlıca duşa girip çıktım havalar serin olmaya başlamıştı çünkü Aralık ayındaydık normal değilmi sencede milen" haklısın iç ses normal uzun zamandır yokdun özlettin kendini saçlarımı kurutup üstüme günlük bişey geçirip aşağıya indim...
"Günaydınn pamuk prensesimm"
"Günaydın güneşimm"
"Hey sarılmayı bırak da kahvaltı yapalım açım ben"
"Sabah sabah şu huysuzluk nedenin ne "
"Aç olmam ışıl başka ne olabilir "
Hızlıca kahvaltımızı yapıp topladık ışıl işinin olduğunu söyleyip evden çıktı bende odama geçip biraz daha uyumaya karar verdim...
Telefonumun çalan sesiyle elime alıp baktım gizem arıyordu
"Nerde kaldınız törenin başlamasına az kaldı milen"
"Tören mi aman tanrım hemen geliyorum gizem durdur bişey yap ben gelene kadar başlamasın"
Telefonu kapatıp hızlıca tören için giyeceğim kıyafeti alıp hazırlandım makyaj masasına geçip apartıya kaçmayan bir makyaj yapıp son kez aynada kendime baktım küpemi de taktıkdan sonra hazırdım işte...
"Milen'in kombini"
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Üstüme bir kapan alıp hemen ışılın odasına doğru koştum içerde yokdu anlaşılan eve dönmemişdi arabanın anahtarını alıp hızlıca evden ayrıldım gizemin attığı konuma doğru ilerlerken bir yandan ışılı arıyordum...
"Sonunda aça bildiniz hanfendi şu telefonu "
"Kızma sesden duymadım aramanı nerde kaldın hem sen en son aradığımda geliyorum dedin"
"Gizem aradı ışıl sen değil"
"Ben aramasını söyledim ama sonuç olarak ne fark eder tüm okul seni bekliyoruz şufanda burda "
"Off ben nasıl geç kaldım tarihe geçir bunu milen ilk kez dakik biri olamadı"
"Üzümlü kekim isyanlara girmek yerine yetişmeye mi çalışsan artık"
"Kapat arabayı park ediyorum geldim "
Arabadan inip hızlıca koşturdum sonunda yetişmişdim derken etrafın bomboş olduğunu gördüm gizem yapma yanlış adres vermiş olamazsın derken gökyüzünde hafiye fişek gösterisi başladı bir anda tüm okulun alkışları etrafı doldurdu...
"İyiki doğdun meleğimm"
Hep bir ağızdan aynı cümleyi kuran o aileye baktım kısa zamanda bana kardeşliği ailenin özlemini gideren grupa koşup kocaman sarıldım...
"Sizz hepiniz iyiki ama iyiki varsınız"
"Ağlama kızım yeni yaptım makyajı aksın istemiyorum"
"Gizem haklı milen ağlamayı kes tatını çıkar yeni yaşının"
"Hadi ama dilek tut ve üfle papatyam"
"Işıl ama bunu biliyorsun"
"Hiç bişey bilmiyorum tek bildiğim saatlerce bunun için uğraştığım üfle artık şunu"
Işıla bakıp kocaman gülümsedim dileğim seni bana getirir mi bilmiyorum ama denememde fayda var bu yaşımın dileği sana kavuşmak adin soylu pastamı üfleyip hepsine teker teker sarıldım kendimizi müziğin eşliğine bırakıp dans ettik..
*Adin'in ağzından*
"Hepiniz buraya geldiğiniz için teşekkür ederim bildiğiniz kadarıyla İstanbul'daki işlerimi büyütmek için bu imzayı bugün sizlerin karşısında atıyoruz daha iyi yerlere gele bilmek için beni destekleyen birlikte iş yaptığım herkese sonsuz teşekkürler"
Alkışlar eşliğinde konuşmaya devam ettim sıra asıl konuşmama geçmişti sonunda...
"Bal seni aramadığım hiç bir yer kalmadı son çarem bu oldu sesimi duyurmak koskoca bir yıl oldu sesini duymayalı , gülüşünü görmeyeli gökyüzüne bak bugün senin için tüm ülkenin , şehrin gökyüzü bu ışıklar ile dolucak seni seviyorum güzel kızımmm beni sensiz bırakma iyiki doğdun bal sevgilimmm"
Tüm kanallar da yayınlanacak sosyal medya herşey bunla dolucak ve biliyorum seni bulucam bana geliceksin sevgilimmm
"Milen'in ağzından"
Bir anda ekranın karşısında onu görünce afalla'dım başımı gökyüzüne çevirdiğim anda aydınlandı...
"Milen adin değilmi bu"
"Işıl burda o "
Elim ayağım titriyordu onu o kadar çok özlemiştim ki yüz hatları duruşu hiç değişmemiş di en son gördüğüm gibiydi canım yandı bu kez ne yapacağımı bilmiyordum...
Partiden koşar adımlarla ayrıldım attığım her adım nefesimi kesmeye başladı beni bir yıl koskaca bir yıl heryerde aramış bir gün olsun vazgeçmeyip üstüne sesini duyurmaya çalıştı son çaresi başarılı oldu adin soylu bugün bana gelmişti kendimden o kadar nefret ediyorum ki onu bırakıp gittiğim için ona verecek bir cevabım bile olmadığı için hangi yüzle karşısına çıkacakdım ki sahilin olduğu kısımda ilerlerken kimsenin olmadığının farkına vardım normalde sesiz olmazdı buralar adin nolursun senin parmağın olmasın burada hissediyorum kalbim olduğundan canlı atıyor kafamı kaldırdığım anda gözüme vuran ışığa baktım karşımda elinde ufak bir pasta ile duruyordu...
"Geldin mi küçük kız "
Gülümsüyordu o gülüşü canımı daha fazla yaktı koşup sımsıkı sarıldım şufanda hiç bişey umrumda bile değildi bir rüya olduğunun farkındaydım çünkü rüya olacak kadar güzeldi yaşadığım zaman dilimi...
"Geldim ruh hastası sevgilimm"
Biranda herşey karardı yok oldu hayır bu olamaz nolursun Rüya olmasın gözlerimi sımsıkı yumdum açmak istemedim gerçek olmamasına dayanamazdım..
Hani bazı anlar vardır asla bitsin istemeyiz muhteşem giden herşeyin bir sonu varmış meğer gözlerimi dünyaya yummuş gibi hissediyor olmamda neyin nesiydi vücudum haraket tahi etmekde zorluk çekiyordu nolur beni bırakma adin soylu....
Huhuuuu tam kavuştular derken yine bir çıkmaz giriyor araya hayatın onlara karşı bu çıkmazları nasıl olucak görelim..