Akan giden zamanın eşiğinde kaybolmuştuk usulca dudak'larımız birbirinden ayrıldı ona arkamı dönüp ilerledim arkamdan seslenmeye başladı.
"Çen utandın mı balım"
şu çocuk sesini çıkarması hoşuma gidiyordu ama bir yandan sinir ediyordu,
"Çen canına mı susadın çen"
onun gibi ona karşılık verdiğim zaman yanıma doğru geldi yüzüne gülümseme ekledi hoşuna gittiği her halinden belliydi onun yanında milen demir'den eser yokdu beni hiç olmadığım birine dönüştürüyordu.
"Susadın demek hadi gidelim bal köpüğüm"
her olayı eğlenceye bağlaması ilginçti bir insan her durumda nasıl eğlene bilirdi?söz konusu adin olunca normaldi elimi tutup ormanın içinde yürüdük arabaya vardığımız zaman karşıma geçti gözlerimin içine odaklandı yapma şunu adin kendimi kontrol edemiyorum.
"Bal sevgilim benim"
"Artık gitsek iyi olur" arabanın kapısını açmaya çalıştığım zaman açılmamıştı ona döndüğüm zaman elleriyle ceplerini arıyordu bana bakarak dişiyle dudağını ısırdı.
"Anahtar yok ormanda düşürmüş olmalıyım"
"Bir anahtara sahip çıkamadın mı"
"Sen yoruldum diyince omzuma aldığım sırada düşmüş olmalı" çarpık bir gülüş attı ah adin aklımı oynatma sebebim olucaksın.
"Sen ona zorla aldım desene omzuna"
"Hey bağırma kurtlara yem olmak istemiyorum" lafı ile istirikli bir kahka patlattım.
"Korkma kurtların ruh hastasına saygısı sonsuz"
yüzünde gram mimik yokdu" adin ciddli olabilir mi milen" sanırım ciddli olabilir iç ses.
"Hahaha şakanın sırası değil hadi gel anahtarı bulalım"
elimden tutup tekrar ormanın içine girdik geldiğimiz yollardan ilerleyip anahtarı aramaya başladık.
"Adin dur artık yoruldum şu lanet olası anahtarı düşürdüğüne eminmisin"
elimi ondan çekip ellerimi dizimin üstüne koyarak eğildim, nefes nefese kalmıştım neredeyse ormanın altını üstüne getirecekti durmasaydım,
"Burda olmalı eminim hadi gel biraz daha bakalım etrafa"
ilerlemeye başlayınca arkasından gitmek zorunda kaldım, her attığı adımı kontrol ediyordu bu hareketi gülmeme neden olmuştu.
"Hey noldu neye gülüyorsun balım"
"Oley yeri inceleme bile senden daha iyi incelemiyordur etrafı"
gülüşüme eşlik etmek yerine bozulmuş gibi arkasını dönüp bakınmaya devam etti. Koskoca adam karşımda çocuk oluyordu inanılır gibi değil olduğum noktada onu beklemeye başladım olduğu yerde dönüp duruyordu anlaşılan bulamadı yanıma doğru gelmeye başladı arkamdaki ağaca doğru yaslandım ona bakarak Kahka attım bu hali hoşuma gitmişti.
"Gül ki sevgilim, gül ki gözlerin
Solmasın sakın bal çiçeğim"söylediği şarkı sözü gülümsememe daha çok sebep olmuştu ellerini havaya kaldırıp anahtarı salladı yerinde dans etmeye başladı kendi kendine şarkı söyleyip dans ediyordu, onu öyle izlerken hayatım onunla var olsun istedim enerjisi hayatımın her anında olsun istedim elini tutmam için uzattı ona eşlik etip dans ettik.
"Bunca zaman neredeydin ruh hastası sevgilim benim" gözlerini gözlerime dikip elini kalbime götürdü.
"işte burada, sadace beni fark etmen uzun sürdü bal sevgilim benim"
dansa son verip arabaya doğru ilerledik elimi o kadar sıkı tutuyordu'ki sanki bıraksa ondan gidecekmişim gibi, aldın artık hayatına zehiri adin bey kurtuluşun yok benden arabaya geçtikten sonra arabayı çalıştırıp yola çıktık telefonunu bana doğru uzatıp güldü.
"Rica etsem oğuzhan koç'un gül ki sevgilim şarkısını açar mısın bal sevgilim"
telefonu elinden alıp dediğini yaptım şarkı arabanın içini sarmaya başladı şarkıya eşlik etmeye başlayınca onu yanlız bırakmayıp bende eşlik ettim yol boyu bu şarkıyı söyleyip durduk. Şarkılara o kadar uzaktım ki hayatım hep başkalarının elinde şekillendi abimler ne yaparsa onlara ayak uydurmaya çalıştım bugün ilk defa birinin yanında kendim olmaya çalıştım adin'in gülüşü gerçek gülüşümü ortaya çıkarıyordu, birinin varlığıyla hayat bulmak inanılmaz birşey kalbimin ritmini hızlandıra biliyor olması, bir gün böyle düşüncelerim olucağını düşünmemiştim hayatta herşey mümkün sadece inanmak gerek..
BÖLÜM SONU...
Milen'in karmaşık duyguları, adin'in duygularına hakim olamaması, bakalım bu aşkın sonunda hayatları bal'mı yoksa zehirmi olucak, tahminleriniz yorumlarda bekliyorum..
Yorum ve beğenmeyi unutmayın;)
![](https://img.wattpad.com/cover/296722170-288-k787590.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişin Çukuru.
Ficção GeralSorun çaresizlik değil, isteksizlik... İsteksiziz, çünkü çocuklukta bize uygulanan ilk şey, içimizdeki isteği öldürmektir. Ben çocukluğumu öldüren onu kendi rızamla büyümeye iden kızdım.. Doğum günümde babamın ölüm yıl dönümü olacağını bilseydim o...