35. BÖLÜM 🌼

413 220 6
                                    

KEYİFLİ OKUMALARRR

Şarkıyı açmayı unutmayın 😉

👉Semicenk : düşer aklıma

Nehir, elindeki son yazıyı da bilgisayara geçirerek rahat bir nefes aldı. Kaç gündür ihale üzerine çalışıyorlardı. Geçen yapılan toplantı sonrası anlaşma sağlandı diye sevinirken, son anda başka bir holding de yüksek fiyat sununca anlaşma fes edilmiş bunun üzerine de ihale açmışlardı. Bu durum Serkan'ın canını sıksa da işi inada bindirmiş şirkette herkese fazladan mesai vermişti.

Soğumuş kahvesinden bir yudum alan Nehir soğukluğun vermiş olduğu tada yüzünü ekşiltti. Gözü masanın üzerinde duran telefonuna kaydı. Eline alarak aklında ki kişinin isminin yazılı olduğu rehbere girerek aramaya başladı.
" Efendim" Kulağına dolan sesle gülümsedi genç kadın. Anlaşılan son yaşanılan olaylar daha atlatılamamış yoksa Melis'in böyle sakince cevapladıgı görülmüş şey değildi. Dikkatini toplayarak konuşmasına devam etti.

" Kuzum neredesin sen buluşalım mı"

Karşı taraftan gelen olumlu cevapla derin bir nefes aldı. İyi kötü kocasıyla arası düzelmiş olsa da Melis'in durgunluğu hâlâ birşeylerin yolunda olmadığının kanıtıydı.

Çantasına telefonunu koyan genç kadın, bilgisayarını da kapatarak Serkan'ın odasına yöneldi. Kapıyı çalmadan içeriye giren Nehir, kocasını bilgisayara odaklı görünce kaşlarını çattı. Bu ihaleyi bu kadar diretmesine anlam veremiyordu. Kapıyı gereğinden biraz hızlı çarpmasıyla Serkan'ın dikkati karısına dönmüştü.

Kocasının önüne gelen Nehir yeşil gözlerini genç adama dikerek " Serkan korkuyorum artık" dedi sistemli bir tonda.

Serkan karısının dediklerinden birşey anlamadığı için anlamsız bakışlar atıyordu. Şuan kafasında ihaleye sunacağı rakamlar dönerken Nehir'in dediğini tam idrak edemedi.

" Anlamadım Nehir! Neden korkuyorsun?"

Kalın kaşları çatılmış karısından bir açıklama bekliyordu. Nehir sinirlense de belli etmeyerek konuşmaya başladı.

" Çok çalışmadan bahsediyorum. Allah korusun ama hasta olacaksın "

Derin bir nefes alan genç kadın Serkan'ın önüne gelerek bilgisayarı kapattı.

" Allah aşkına Serkan, kendine hiç zaman ayırmıyorsun. Şirkette çalışıyorsun ev de çalışıyorsun ne oluyor ?"

Karısının endişelenmesi genç adamın hoşuna gitse de çalışmalıydı. Hele ki bu ihale canından daha önemliydi.
Daha çok karşısına çıkan rakibi....

" Ben iyiyim merak etme" diyerek karısının yanağını okşayan adam aklına gelenle kaşlarını çatması bir olmuştu.

" Bundan sonra daha dikkatli olmalısın bak sen istemediğin için koruma da vermedim. Ama dikkatli olup aklımın sende kalmasını sağlamayacaksın bebeğim."

Nehir duyduklarıyla ofladı. Bir de bu vardı. İhale meselesi çıkalı bir korumadır gidiyordu. Kaç gündür aklını meşgul eden soruyu tam zamanı olduğunu düşünerek sordu Nehir. Hâlâ öğrenememişti bu karşı rakibi. Güya kocasının asistanı idi.

" Peki tamam ama birşey soracağım kaç gündür aklımda bir türlü zaman olmadı"

Serkan'ın meraklı bakışlarını gören Nehir cümlesine devam etti.

" 'Çelik holding ' kimin Serkan niye bu kadar diretiyorlar"

Genç adamın öfkeden gözleri seğirdi. İsim duymasa da onu hatırlatan herşey sinirlerini zıplatıyordu.

" Caner denen itin" dedi dişlerinin arasından.

Fakat karısının anlamsız bakışlarını görünce daha detaylı bir açıklama yapması gerektiğini fark etti.

" Antalya'da ve burada karşılaştığın adam Caner Çelik'in şirketi"

Adamın ismini sanki küfür eder gibi söylemesi Nehir'in dikkatinden kaçmamıştı. Şimdi anlıyordu genç kadın neden bu kadar direttiğini daha fazla sinirlenmesini istemediği için ve konuyu değiştirmek maksatlı gelme sebebini söylemeyi uygun gördü.

" Sevgilim buraya sana çıkacağımı haber vermek için geldim. Melis ile buluşacağım. " dedi hafif bir tebessümle.

Serkan derin bir nefes çekerek koltuğuna yaslandı. Aslında onunda Murat ile görüşmesi lazımdı. Kaç gündür sesi soluğu çıkmıyordu. Araya ihale çıkınca herşey karışmıştı. Haftaya ihale vardı ve iyi hazırlanması da gerekiyordu. En iyisi aklına gelen fikri karısına söyleyip kendini işine vermeliydi. Bir kere daha yenilemezdi o şerefsize...

" Tamam hayatım ama senden bir şey isteyeceğim" diyerek ellerini masanın üzerinde birleştiren genç adam başının da ağrımaya başlamasıyla yüzünü buruşturdu.

Hemen kendini toplayarak dikkatini tekrardan söyleyeceklerine verdi.

" Melis'le konuştuktan sonra Murat'la da konuşsan,ben müsait olduğum zaman onu arayacağım ama şuan müsait değilim"

Nehir işittikleriyle kaşlarını çattı. Zamanında Murat nasıl kocasının yanında olduysa şimdide sıra Serkan'daydı. Ama bu ihale meselesi yüzünden bunu savsaklıyordu.

" Serkan zamanında arkadaşın senin yanında olduysa şimdide sıra sende sevgilim. Hem biraz ara ver hem de arkadaşına yardımcı ol "

Serkan da biliyordu bunu ama işi de önemliydi. Bu durumu Murat'ın da anlayacağını umuyordu.

" Biliyorum Nehir fakat yüzüp yüzüp kuyruğuna gelmişken araya başka bir şey sokamam. Belki bencilce gelecek ama yapamam. Benim zamanında ne çektiğimi herkesten iyi Murat ve Kerem biliyor ve eminim beni anlayacaktır. "diyerek karısının karşısına geçerek yüzünü avuçladı.

Nehir'in gözlerinden geçen hüzün dalgasını yakalamıştı genç adam.

" Aklına saçma şeyler getirme sevgilim. Sen benim yaralarımı herkesten ve herşeyden iyi sarıp iyileştiriyorsun" diyerek dudaklarını karısının kırmızı dolgun dudaklarına bastırdı. Öpmüyor sadece üzerinde tutuyordu. Eğer bir öperse duramayacağını bilen adam işin ucu kötü yere gitmeden geri çekildi.

" Ben alırım onun gönlünü tamam mı?"diye sordu.

Derin bir nefes alan Nehir içinden herşeyin güzel bitmesini isteyerek tebessüm etti.

" Peki canım ben çıkıyorum akşama görüşürüz" diyerek kocasının dudaklarına buse kondurdu.

Dışarı çıkan Nehir'in gözlerini biran güneş alsa da bu kısa sürmüştü. İçeriye sızmayan güneş ışınları dışarı çıkınca gözlerine nüfus etmesiyle ufak bir batma hissetse de taktığı gözlük sayesinde bu kısa sürmüştü. Telefonuna gelen mesaj sesiyle telefona bakan kadın Melis'in attığı cafenin adresini bildiği için hemen arabasına binerek yola koyuldu.

Arkasından gelen bir aracın farkında olmadan yoluna devam ederken, aynı zamanda da arkadan gelen adam ise eline telefonunu alarak araması gereken yeri aramaya koyulmuştu bile. " Abi şimdi çıktı" Kısa bir duraklamanın ardından karşıdan bir ses gelmeyince konuşmasına devam etti.

" Takipteyiz abi "

Bu sefer karşı tarafın talimatını dinleyen adam sanki görecekmiş gibi kafasını olumlu anlamda sallarken cevaplamayı da ihmal etmedi.

" Tamamdır abi" diyerek telefonu kapatan genç,yan tarafında ona meraklı gözlerle bakan arkadaşına çirkin bir gülüş yollayarak " başlıyoruz" dedi keyifle. Aynı gülüş diğer adamın da yüzünde belirirken o gülüşün arasından konuşmayı da ihmal etmemişti.

" Çok bile durduk"

İyi geceler 🤗

Yıldıza basmayı unutmayın arkadaşlar🌟

Emeğe saygı lütfen!!!

En kısa sürede görüşmek dileğiyle

HOŞÇAKALIN ☺️

İKİ KALBİN OYUNU  (KALP SERİSİ 1) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin