24. BÖLÜM 🌼

465 233 44
                                    

KEYİFLİ OKUMALARRR

Ufuk Çalışkan: unutmak istiyorum

Nehir, önündeki bilgisayardan Serkan'a bir kaç dosya gönderirken diğer taraftan kahvesini yudumluyordu. İki gün sonra kayınvalidesi ameliyat olacaktı. O yüzden iki gençte işleri yoluna koymaya çalışıyorlardı. Nehir, kocasına gönderdiği dosyalardan sonra toplantı saatlerini ayarlarken asansör tarafından gelen ayaklı beladan bir haberdi.

O kadar işine odaklanmıştı ki gelen kişinin yarattığı sesleri duymamıştı. Taki sarsılmasına kadar. " Kolay gelsin sarı" dedi şen şakrak. Nehir gelen ani sarılmayla korkmuştu. Nehir'in yerinden sıçramasıyla yüzüne hemen sevimli olduğunu düşündüğü bir ifade takındı. Yoksa Nehir'in elinin ağırlığını çekemezdi.

" Özü dilerim"

Nehir gelen kişiye sinirle baktı. Böyle bir aptallığı kuzeni Melis'ten başkası yapmazdı. Kuzenini geri itmiş eliyle damağını kaldırdı. Nasıl daldıysa artık haberi bile olmamıştı.

"Manyak neden ses vermiyorsun !"

Sesi kızgın geliyordu. Sarılmasının verdiği sarsıntıyla geri kayan sandalyesini yaklaştırıp çalışmaya devam etti.

Gözleri etrafta olsada dikkatini Nehir'in bilgisayara bir şeyler kayıt etmesi çekiyordu. Melis, kızın söylemesiyle kaşlarını çatması bir olmuştu. Suç yine üstüne kalmıştı. Peki buna şaşırdı mı hayır.

" Ben ve sessizlik. Biz yan yana bile gelmiyoruz. Hem sen dalgınsan benim suçum ne?"

Kendice haklı olduğunu göstermeye çalışıyordu. Nehir gelen cevap karşısında sadece göz devirmekle yetindi.

Melis masanın önündeki tekli koltuğa oturarak bacak bacak üstüne attı. Meraklı gözleri kuzeninin üzerindeydi fakat Nehir sanki karşında biri yokmuş gibi çalışmaya devam ediyordu. Nehir'in konuşmayacağını anlayan Melis konuşmayı kendi başlattı.

" Eee nasıl gidiyor evlilik?" diye sordu imalı imalı.

Gözleri Nehir'in üzerindeydi. Ama Nehir ne kuzenine bakmış ne de cevap vermişti. " Hey sana diyorum"

Genç kız daha fazla dayanamamıştı. Bağırmamak için kendini sakin durmaya çalışsa da karşısında sırıtan kuzeni geri giden cinlerinin geri gelmesine vesile olmuştu. Zaten canı sıkkındı. Birde imalı konuşan olunca deliriyordu. Ama artık patlama noktasına gelmişti.

" Ne ya ne. Nasıl mı gidiyor evlilik. Süper, bir kadın var hasta oğlunu evlendirmek istiyor ve haberim bile olmadan gelin olarak da beni seçiyor. Beklemek aleyhine olduğu için apar topar evlendik. Üstelik adamı tanımıyorum. Huyunu suyunu bilmiyorum. Bunlar yetmez gibi birde aynı odada kalıyoruz. Anlamıyorum arkadaş biz gerçekten karı, koca değiliz ki. Herşey bir yana dursun odaya koltuk bile koymamış kadın. Aynı odada kaldığım gibi aynı yatakta yatıyorum. Delirmek üzereyim. " İçine ata ata dolmuştu artık. Gelen soruyla içini dökmesini sağlamıştı.

Melis şokla açılan ağzını kapatma gereği duymamış , soluksuz konuşan kızdan gözlerini çekmemişti. Melis sinirden kıpkırmızı kesilen kuzenine bakıyordu. Murat'ın dediği gerçekten doğruydu. Nükhet hanım gerçekten fenaydı. Dudakları kıvrılır gibi oldu fakat Nehir görmeden ciddi halini almıştı. Tam, konuşacağı sırada kapı tarafından gelen topuklu sesiyle ikisi de bakışlarını o yöne çevirdi. Melis tanımadığı misafire öylece bakarken, Nehir ise şaşkınlıkla gelene bakıyordu. Bu kadının ne işi vardı.

Üzerinde ki elbiseyi görünce tek kaşını kaldırdı. İnce belini ortaya çıkaran siyah mini bir elbise giymişti. Yanlarına yaklaşan kadınla bakışlarını yüzüne çıkardı. Kadının ince hatları kadın olduğu halde dikkatini çektiyse artık bir erkek olarak düşünemiyordu. Acaba kocası için mi öyle süslenip gelmişti. Aklına düşen olumsuz düşünceleri kovup kadının cümlesine odaklandı. " Merhaba Nehir, nasılsın " kızın daha cevap vermesini beklemeden kendini daha açık tanıtma gereği duydu.

İKİ KALBİN OYUNU  (KALP SERİSİ 1) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin