2. BÖLÜM 🌼

780 378 112
                                    

Keyifli okumalar ☺️

Semicenk: düşer aklıma 😉


Genç adam eve geldiğinde annesi ve çalışanları Gülden Hanım'la bir yandan yemek hazırlayıp bir yandan da sohbet ediyorlardı.

Çalışanları onlar için hizmetli değilde evden biriymiş gibilerdi. Gülden hanımın kocası öldüğü için onların yanında kızı ile beraber kalıyorlardı. Serkan sessiz bir şekilde odasına çıkıp kendini duşa attı. Uzun bir duşun ardından aşağı indiğinde masa çoktan hazırdı.

Konuşulmadan yenen yemeğin ardından Serkan işi olduğunu söyleyerek çalışma odasına çıktı. Aslında amacı çalışmak değildi. Sakin kafayla ne yapacağını tekrar düşünmeye devam etti. Ne kadar düşünürse düşünsün annesini vazgeçirecek bir çözüm bulamıyordu. Daha fazla kendine eziyet etmemek için tekrar salona gitti.

Nükhet hanım elindeki dergiye dikkatle bakıyordu. Kendisinin geldiğini bile fark etmişe benzemiyordu. Sessizce modern koltuklardan birine oturdu. Beyaz orta sehpanın üzerin de bulunan kumandayı alarak televizyonu açtı. Boş gözlerle bir süre televizyondaki haberlere baktı.

Nükhet hanım da çaktırmadan karşısın da oturan oğluna baktı. Onu zorladığının farkındaydı ama yapacak bir şey yoktu. Bu hayatta sevdiği adamdan kalan en değerli varlığıydı. Onun da mutlu olmasını herşeyden çok istiyordu. En sonunda ortamın sessizliğine dayanamayarak derin bir nefes alıp konuştu.

"Eee işler nasıl"diye ilgisiz olmaya zorladığı sesiyle. Diğer taraftan da elindeki dergiye bakıyordu.

Serkan, annesine kısa bir bakış atarak "iyi "dedi fısıltıyla.

Nükhet hanım belli belirsiz kafasını sallayıp elindeki dergiyi okumaya devam etti. Ne kadar süre öyle oturdular bilmiyordu belki Serkan,ama fazla katlanamayacağını biliyordu. Yardımcıları Gülden hanımdan arabasının anahtarını isteyip ayağa kalktı.

Telefonunu ve cüzdanını aldığı sırada Nükhet hanımın sesiyle dikkatini ona verdi.

"Serkan bu saatte nereye gidiyorsun?"diye merakla sordu kadın. Kömür gözlerini oğlunun üzerine dikmişti.

Telefonu ve cüzdanı cebine koyduğu sırada annesinin sorusunu kısaca cevapladı.

"İşim var anne"diyerek salonun çıkıyordu ki annesinin sorusuyla olduğu yere çivilenmişti.

"Ne zaman tanıştıracaksın beni gelinimle yok mu biri "diye heyecanla sordu. Kömür gözleri parlıyordu yaşlı kadının.

Genç adam sıkıntıyla ofladı. Sıkılmıştı şu evlilik mevzusundan ama annesi onu bu konu ile alâkalı boğmaya yeminli gibi sürekli açıyor olur olmadık yerde canını sıkıyordu. İstemiyordu işte. Niye ve kimeydi bu ısrar bir türlü anlamıyordu.

O tek gecelik ilişkilerin de mutluydu. Öyle de kalmaya devam edecekti. Derin bir nefes alarak annesinin sorusunu cevapladı.

"Anne bak Murat geldi,o bir bak. "cümlesini tamamlayamadan annesi sözünü kesti.

Yaşlı kadın, oğlunun daha inadını görünce adam akıllı bir konuşma yapma sırasının geldiğini fark etti. Serkan'ı üzmek istemiyordu ama anne yüreği onunda çocuklarını, yuva kurmasını istiyordu. Bu yüzdendi ısrarları. Belki oğlu ile arasını da açıyordu bu ısrar ama böyle de devam edemezdi. Hafta da bir farklı kadınlarla fotoğrafları çıkıyordu magazin programlarında. Artık buna bir dur deme zamanı gelmişti.

" Yeter oğlum yapma bunu artık, hem ben de iyi değilim görmüyor musun? Bende seninle yıprandım ben de seninle öldüm. O toprak gözlerini her ıslak gördüğüm de canımdan can gitti. Artık yapma Serkan yaşın otuzu geçti ne zaman yuva kuracaksın ben ise bu gün varım yarın yok. Tek başına nasıl yaşacaksın. " Oğlunun lafını keseceğini fark edince elini kaldırarak " lafımı kesmeden dinle " diyerek koca adamı azarladı.

Serkan ise aldığı uyarı ile konuşamadı. Nükhet hanım sesini duyunca istemeyerek de olsa sessizce dinlemeye koyuldu.

"Elindeki varlığa mı güveniyorsun. Onu da kaybedersin birgün oğlum, o zaman sırtını dayayacağın bir duvarın olsun. Düştüğünde kaldıracak bir el olsun. Sıkıntıların omuzuna ağır geldiğinde omuzlayacak biri olsun hayatında. Geçmişe takılı kalıp kendini diri diri öldürme anneciğim" dedi Nükhet hanım şefkatle. Belki yarasını demişti ama yapacak bir şeyi yoktu.

Bir şekilde aklını başına getirmeliydi bu delinin. Serkan sinirli ve şok gözlerle annesini dinledi. Belli ki diyecekleri daha bitmemişti ama kendisinin duymaya ihtiyacı yoktu. "Anne lütfen"diyerek salondan ayrıldı.

Yaşlı kadın derin bir iç çekip pencerenin önüne gitti. Korkuyordu işte. Oğlu belli etmediğini sansa da hem babasını kaybettiği için hem de son yaşanan olaylar yüzünden değişmişti. Kendisinin de üzerine fazla düşer oluşmuştu.

Bahçeden hızla çıkan arabaya dolu gözlerle baktı. Araba saniyeler içinde bahçeden çıkmış yerini karanlığa teslim etmişti. Yaşlı gözlerini gece karanlığına bakıp, kendisinin bile zor duyacağı kısık bir sesle mırıldandı yaşlı kadın.

"Sadece senin için oğlum yeniden hayata tutunman için ..."


Yıldıza basmayı ve yorum yapmayı unutmayın arkadaşlar 🙏🤗

İKİ KALBİN OYUNU  (KALP SERİSİ 1) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin