Bölüm 4: Asil Sa'vena

605 41 36
                                    

Bağımı kestiğimde sudan çıkmaya çalıştım ama vücudum bir anda ağırlaştı. Ellerimi çırptım ama yüzeye çıkamadığımda panik yapmaya başladım. Ağzımı açıyor, bağırıyor, haykırıyordum ve sonrasında öksürüyordum. Su beni dibe doğru çekerken korku bedenimi kaplıyordu ve yavaş yavaş acı içinde boğuluyordum ve sadece sudan çıkmak için elimden geleni yaparken etrafım bir anda koyulaştı, karanlık çöktü. Korktum... korktum...korktum...

Denizden ilk defa korktum, ölümden ilk defa korktum ve sudan o an çıkmayı çok istedim ama boğuluyordum ve karanlık beni götürürken ellerim ağırlaştı ve gözlerim yavaş yavaş kapandı. Dibe doğru giderken aklıma o an sadece Ronal geldi ve bilincim yavaşça giderken karanlıktan bir sesin bana seslendiğini, beni çağırdığını duydum. Gözlerimi açmaya çalıştım hatta ellerimi ağırdan çektim ve tekrar çıkmak için çabaladım ve ses o an adımı haykırdı.

"Plorena!" Etrafımda döndüm, kalbim küt küt attı ve daha da öksürdüm. Sesin nereden geldiğini anlamaya çalışırken ses tekrar haykırdı.

"Sa'vena!" Panik vücudumu sarmış, aşağıya çekerken bağırmak, çığlık atmak istedim ama elimde olan tek şey öksürüyor olmamdı. Nefesim daraldığın da sarsıldım ve karanlığa hapis olmuş giderken bilincimin kapandığını hissettim.

"Hayır!"

"Kutsal Eywa, hayır!" Yataktan kanter içinde kalktığımde hızlı atan kalbimin ritmi vücudumu sarmış şekildeydi, sanki göğüs kafesimden fırlayacak gibiydi. Gözlerim dolmuşken aldığım her nefes titredi, ağzımdan nefes soluyordum. Gözlerimi kapattım ve kollarıma sarılıp ağlamaya başladım.

"Ah Eywa, neden ben?" Sesimi duyamıyordum ama bu soru kafamda o kadar çok dönüyordu ki beni delirtecek derecedeydi. Hızlı atan kalbim, sakinleşmemiş zihnim, titrek nefesim ve zayıflayan bünyem. Kafam karışıyordu.

"Neden ben...anlamıyorum?" Daha da ağladığımda çadıra aniden biri girdi ve onun hızı ile daha da korkmuşken kafamı hemen kaldırdım ve gelen kişiye baktım.

Neteyam'dı, o burada, yanımdaydı.

"Plorena ne oluyor, iyi misin?" Dediğinde bu soruyu duymak istiyormuş gibi başımı yana salladım ve daha da ağladım. Neteyam hemen yanıma gelerek başımı omzuna yatırdı.

"Şş sakin ol, sakin ol. Geçecek." Hızlı atan kalbim yaptığı hareketle daha da hızlanmışken kelimeleri ise bir yandan sakinleştiriyordu. Bu iki şey aynı anda nasıl oluyordu, bu oğlan bunu nasıl yapıyordu?

Parmakları saçımı okşamaya başladığında vücudum hafiflemişti ve zihnim rahatlamıştı. Tek bir hareketi bile beni bu hâle getirmişti. Sakinleştiğimi hissettiğimde başımı yavaşça kaldırdım.

"Şimdi daha da iyi misin Sa'vena?" İyiyim diyeceğim esnada bana Sa'vena demesi ile kaşlarımı çattım. Sonra ise yüzümde gülümseme oluşurken "Sa'vena mı?" Dedim. Neteyam da gülümsememe karşılık gülümsediğinde göğüs kafesimde bir sıcaklık hissettim. Çok değişik ama çok da güzel bir hisdi. Rahatladığımı hissettim. Her gün babamdan duyduğum bu ismi Neteyam dan duyduğumda ilk defa nefret etmedim, kendimi kötü hissetmedim. Ne yapıyordu bu oğlan bana?

"Evet sana bu isim yakışıyor çünkü zor bir isimdir. Herkese kolay kolay konulmaz ve yakışmaz." Dedi. Yakışıyor çünkü bir cümle zihnimde böyle yankılandı ve yeni bir düşünce yoğunluğu geldi.

"Asil Sa'vena."
"Asil Sa'vena."

Doğduğum günden bu yana hiç kendime benimseyemediğim isim şu an o kadar eşsiz geliyordu ki... Belki de Neteyam dediği için böyledir ama eşsizliği aynı onun gibiydi.

Avatar: Kâinat Sa'venaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin