"Sa'vena, buraya gel." Duyduğum ses ile arkama döndüm. Babam uturdan çıkmış Ronal ile bize bakıyordu. Gözlerimi Ronal'a çevirdiğimde gözlerini yumdu. Gitmeme izin vermek istemese bile babam olduğu için izin verdi.
"İyi geceler Ronal." Dedim o ise bana gülümsedi.
Ayağa kalktım ve ev bağlarına çıkıp babamın yanına doğru ilerledim. Babamın karşısına geçtiğimde çadırı açtı ve içeriye girmemi hareketleri ile emretti. İçeriye geçtiğimde yemeği hazırlamış bizi karşılayan annemi ve belindeki bıçağı sivrileştiren Artemis ile karşılaştım. Babam elini işaret ettiğinde Artemis'in yanına geçtim. Babam yere oturduğunda yemeğe başlamak için ondan konut bekledik. Elini kaldırdığında yemeğe daldık.
İlk defa yemeğin başında bu kadar sakin ve huzurlu ilerliyordu. Normalde bir tartışma olur ve ceza olarak aç kalırdım.
Yemeğin lokmasını ağzıma attığımda babam bana bakıyordu ağzımdaki lokmayı zoraki çiğnediğimde yutup babama baktım. Bir şey diyecek belliydi.
"Sa'vena, bugün neredeydin?" Sorduğu soru ile yerime sızarken, "Ormandaydım efendim, biraz dolaşmak istedim." Dedim. Babam ise bu sefer "Kiminle dolaşmaya gittin?" Dediğinde aklıma gelen anıları ittim.
"Kendi başımaydım efendim." Babam 'hmm' sesi çıkarttı ve elindeki kabı anneme uzatarak su katmasını istedi. Annem ayağa kalktığında babam tekrar bana baktı.
"Yalanı sevmediğimi biliyorsun Sa'vena, ne yapıyordun oğlanla ormanda?" Oğlan dediğinde gözlerim şaşkınlıkla açıldı. Artemis anında bana baktığında ne olduğunu anlamış gibiydi.
"Karşılaştık efendim. Bir şey yapmıyorduk." Sesim titrediğinde babam alayla güldü. O sırada annem yere geri oturdu ve elindeki su kabını babama uzattı.
Babam su içtikten sonra başımı yemeğe eğdim, tam bir lokma daha alacakken babam elindeki kabı başıma fırlattığında hızla başımı tuttum.
"Yalanı sevmediğimi biliyorsun Sa'vena!" Sinirle ayağa kalktığında geriledim ve tam ayağa kalkacağım sırada babam üstüme bir şey daha fırlattı.
Artemis hızla ayağa kalktığında babam sinirle ona döndü. "Otur yerine!" Şiddetle ona bağırdığında Missy bana korkuyla baktı ve mecburen yerine geri oturdu.
Babam bana geri baktığında o gözlerindeki öfleyi, deliliği gördüm. Yerimde titrerken babam hızla üstüme doğru yürüdü ve kendimi savunmak için kaldırdığım kolumu dirseğimden tutup hızla ayağa kaldırdı.
"Kaçıncı hatan bu Sa'vena?" Yüzüme bağırdığında yanaklarımın sızlaması ile ağlayacağımı anladım. Kendimi tutmaya çalıştım ama nafileydi. Tek bir yüksek sese bile dökülüyordu göz yaşlarım.
"Özür dilerim-..." Babam sinirle beni sarstı.
"Hayır hayır, bu kadar özür yeter! Sen büyük bir cezayı hak ettin." Korkuyla etrafıma bakarken babam bağımı tuttu ve sertçe beni yere fırlattı. Dirseğim üstüne düştüğümde acıyla inledim.
"Baba-..." Tek bir laf bile söylememe izin vermeden ilk tekmesini karnıma geçirdiğinde nefesim tekledi. Karnımı hızla tuttum ve annemin ağlamasını duydum.
Bacaklarımı kendime geçip siper edeceğim sırada babam beni tekrar dirseklerimden tutup kaldırdı. Çenemi tutup yüzüne bakmamı sağladığında elini kaldırdı ve yanağıma sert bir tokat indirdi. Tokatın etkisi ile yana doğru sarsıldığımda bu sefer babam beni saçımdan tutup yine kendine çevirdiğinde onu durdurmak için elimi kaldırdım ama elimi tek de tutup çevirdiğinde hissettiğim acı ile çığlık attım. Kırıldığını hissediyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Avatar: Kâinat Sa'vena
Fiction généraleSlow Update! Neteyam Kurgusudur! ----> ༆Metkayina da bir bebek doğdu. Bu bebek diğer Na'vilere göre oldukça farklıydı ve bu bebeğe iki isim verildi. "Plorena! Aydınlık taraf. Sa'vena! Karanlık taraf." Diye ses çığırıldı. Bebek asla isminin anlamını...