Bölüm 17 -Final-

196 19 22
                                    

2 Ay sonra
(Doğum Günü)

Aonung ile beraber midye toplamak istedim ama çoktan moda girmişti, "Sen hamilesin, ben toplarım." Veya "Olmaz Plorena! Hamilesin sen." Gibi cümleler. Onu zar zor susturabildim, biri duyarsa klana yayılırdı ve Neteyam öğrenebilirdi, sürpriz olsun istiyorum. Ama Neteyam, dünden bu yana ortalıkta yok.

"Ah, karnım ağrıyor." Topladığı bütün midyeleri bana zar zor yedirmişti resmen, neymiş "Bebek aç mı kalsın?" Öyle bir güldürdü ki beni, gülmekten de karnım ağrımıştır bence.

Kendimi hamağıma attım, hava zaten bir o kadar da sıcaktı.

"Of, Neteyam'ın yanına gidecektim.." Hamağımdan yattığım gibi geri kalktım ve uturumdan çıktım, onu aramaya giderken yanıma koşarak Missy geldi.

"Ya senin bu sıcakta ne işin var, otursana uturunda?" Bıtkınlıkla gözlerimi devirdim, "Sıkılıyorum! Hem Neteyam'ın yanına uğrayacaktım."

"Rena, hadi birkaç saat sonra akşam olacak. Sana hazırladığımız yeri göstereyim." O an Neteyam'ın yanına gitmek aklımda uçmuş, hemen o yeri görmek istedim.

Elimi tuttu ve beni kozağacın olduğu deniz kıyısına götürdü. Bu ağacı o kadar çok seviyorum ki, ateşböceği hep buraya toplanır ve çokta güzel aydınlatırdı. Cennet gibiydi.

"En sevdiğim yer.." Gülümsedim, Missy tabii ki de bunu biliyordu.

"Haberi olan herkes geliyor ve baya kişi de çoktan hediye hazırlamış, Kiri'yi görmen lazımdı! Nasıl stres yapıyor hediye konusunda."

Yapardı tabii, sonuçta abisi yeni yaşına giriyordu. Ailesinde ki heyecanı anlayabiliyorum.

"Missy, ben çok heyecanlıyım. Acaba öğrendiğinde nasıl bir tepki verecek, ne yapacak, bayılacak mı ondan bile emin değilim." Missy iki elimi de tutup dudaklarını bastırdı.

"Sakin ol, gerçi bunu sonra Neteyam'a söyleyeceksin ama ilk sen sakin ol. Her şey güzel olacak, tamam mı? Bir aile oluyorsunuz, karnına bir varis taşıyorsun."

Gözlerim dolmuştu, bir varis taşıyordum.

"Missy, bir yandan da içimde tuhaf bir his var. Sanki, sanki ne bileyim.. başka bir şey de olabilir diye korkuyorum, ya sevinmezse, ya hazır değilse diye.."

"Saçmalama, niye sevinmesin, hazır olmasın? Aksine senden daha çok heyecan yapacak eminim." Titrek bir nefes verdim, umarım Missy'in dediği gibi olurdu.

"Ve sen bu aralar bana abla demeyi unuttun ha, bu ne Missy de Missy! Ablanım ben senin 6 yaş var aramızda." Güldüm ve ona sarıldım, haklıydın gerçekten abla demeyi unutmuştum.

"Kusura bakma ablacığım, bir dahakine unutmam, söz." Ablam yanağımı öptü ve geri çekildi, beni baştan aşağı süzdü.

"Peki sen ne giyeceksin, çok güzelsin bebeğim anlıyorum ama akşam serin, bu hâlinle gelirsen üşütürsün."

"Merak etme, üstüme bir şal atacağım, şu an Neteyam'ı bulmam gerek." Ablam başını salladı ve son kez sarılıp yanından ayrıldım, Neteyam'ın yanına doğru yol aldım.

Yaklaşık 5,6 dakika yürümemin ardından Neteyam'ı hâlâ bulamamıştım. Hiçbir yerde yoktu, acaba denize mi açıldı?

"Ah, Lo'ak! Bir bakar mısın?" Tsireya ile oturan Lo'ak'ın yanına gittim, bana döndü.

"Efendim, bir şey mi oldu?" Elimi hayır anlamında salladım.

"Yok, hayır. Ben Neteyam'ı gördün mü diyecektim, en son senin yanına geliyordu." Lo'ak kaşlarını çattı.

Avatar: Kâinat Sa'venaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin