Deniz benim yuvamdır. Eğer denizden korkarsam kendimden kork demektir. Babam bana hep böyle öğretti. Ben korktuğum da, ağladığımda veya panik atak geçirdiğim de bana denizi gösterir, "Deniz yuvandır Sa'vena, doğumundan önce ve ölümünden sonra her zaman seninle." Derdi.
Denize bakardım ve gerçekten kim giderse gitsin onun benimle kalacağına inandım. Ağladığımda denize koşardım, suya karışırdım ve o zaman kimse anlamazdı ağladığımı, babam anlamazdı ağladığımı. Denize sığınırdım ben babamdan kaçmak için.
Babamı suçlamadım çünkü Missy söylerdi bana, "Zor şartlarda doğdun, travma yarattı babamda. Anla onu." Anlamaya çalışırdım ama anlayamazdım.
Beni babam eğitti, annem yedirdi, giydirdi ama onların sevgisi ile büyümedim. Babam beni hep bir asker olarak yetiştirdi, gördü.
Ben sevgiyi denizde aradım.
Bebekken babam burdan gitmek istediğinde Ronal izin vermemiş, onunla kalmamı istemiş. Babam itiraz etmiş ama Ronal zorla da olsa ikna etmiş ve beni kendi sevgisiyle büyütmeye karar vermiş. Ronal'ı tanıdığımdan beri onun sert, dokunulmaz bir kadın olduğunu bilirim ama bana asla öyle değildi. Ben Ronal'ın elinde doğmuşum, bana hep o günümün en güzel gün olduğunu söylerdi, doğduğum tarihimin...
Beni güzel kâinat diye severdi. Babamla çok büyük farkları vardı.
O zamanlar ben daha doğmadan önce Ronal'ın oğlu Ao'nung doğmuştu. Onunla beraber büyüdüm. Ao'nung ile baş etmek gerçekten çok zordu ve o zamanlar Ao'nung farklılığımdan dolayı çok dalga geçerdi benimle, kendi aklınca gelir zorbalık yapardı ama Ronal dan cezasını alırdı.
Ama Ao'nung beni korurdu ayrıca. Birisi bana sataştığında gelir o kişinin kuyruğuna basardı sonra da bana sarılır giderdi ve kavga etmeye devam ederdik, asla değişmezdik.
Beni İlu ile de o tanıştırmıştı, Laren adını ben vermiştim çünkü o Laren ismini çok beğenmişti. Çok güzel gülerdi.
Ve şimdi ise büyüdük, hâlâ değişmedik ama yine de kavga ediyoruz sonra ise azar yiyip barışıyoruz.
Babamın elleri omzumdayken aklıma gelen geçmişlerimden kurtulup uzaklaştım. Babama dönüp, "Biliyorum baba, elimden gelenin en iyisini yapacağım. Merak etme." Babam kuma doğru ilerledi ve tam gideceği sırada "Umarım Sa'vena." Dedi ve gitti.
Yerimde durmak yerine denize doğru açıldım ve Tsireya'ların yanına doğru yüzdüm. Geldiğimde Ao'nung üstüme su sıçrattı. "Yolda kara mı yakalandın ne bu tembellik?" Gözlerimi devirdim.
"Bilmem ama şimdi sen gazabıma bir güzel yakalanacaksın." Ao'nung güldü ve tekrar üstüme su sıçrattı.
"Ne güzel bir gazap bu.." Derin nefes alıp verdim ve gözlerimi Ao'nung dan çektim. Missy'e baktığımda gülüyordu, mimiklerimle "Ne!" Demiştim. O da 'yok bir şey' nidasıyla başka bir yere döndü.
Ao'nung önümüze geçerek İlu'ları çağırmak için ses çıkardı. Birkaç İlu yanımıza doğru yüzerken Laren'i gördüm. Bana doğru geldiğinde hemen sarıldım ona ve çocuklara döndüm.
Ao'nung tam anlatacakken onu durdurdum. " Dur Bay Öğretmen, ben anlatacağım." Dedim. Ao'nung kaşlarını kaldırdı. "Benden iyi anlatırsan sana en sevdiğin meyveleri getiririm." Güldüm ve göz kırparak, "Meyveleri hazırla o zaman." Dedim.
"Bunlar İlu, aynı İkranlarınız gibiler ama zararsız hayvanlar ve sizi seçtiğinde öldürmezler." Laren'in başını okşadım ve üstüne binerek arkamdan bağımı çektim.
"Onlarla bağ kurarken dikkatli ve narin olmalısınız çünkü direkt sizi hisseden hayvanlardır. Kalp atışınızı hissettiklerinde heyecanlanırlar."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Avatar: Kâinat Sa'vena
General FictionSlow Update! Neteyam Kurgusudur! ----> ༆Metkayina da bir bebek doğdu. Bu bebek diğer Na'vilere göre oldukça farklıydı ve bu bebeğe iki isim verildi. "Plorena! Aydınlık taraf. Sa'vena! Karanlık taraf." Diye ses çığırıldı. Bebek asla isminin anlamını...