Bölüm 5: Asil Alpella

510 39 40
                                    

Gözlerimi devirdim ve kumlar dan kalktım, Missy de ayağa kalktığında bana "Nereye?" Dedi. Esneyerek geriye açıldım. "Biraz dolaşacağım, kafa dinlemem gerek." Dedim ve güldüm. Missy de bana gülümsedi ve dikkat et nidasında yüzüme baktı.

Önüme döndüm ve kayalıklara doğru gittim. Aklıma Laren geldiğinde gözlerim doldu ve denize baktım. Eskiden kafamı dinlemek istediğimde Laren ile deniz de dolaşır, konuşurdum. Dünden sonra onu hiç görememiştim ve aklımda bana neden böyle davrandığı geçiyordu. Kendimi gittikçe kötü hissederken aklımdaki düşünceleri, sorunları uzaklaştırmak istedim. Güneş tamamen kendini belli ettiğinde kumlar çoktan ısınmıştı ve ayağım ısınıyordu, bana rahatlık veriyordu bu sıcaklık ama Neteyam ile olduğumda olan sıcaklık gibi değildi.

Kayalara geldiğimde denizden uzak olmak istesem bile her zamanki yerime geçtim çünkü o yerden başka bir yere oturamazdım. Kayalara oturduğum da soğukluğu ile titredim ama yavaş yavaş alıştım.

Deniz ayağıma doğru vurduğunda ufak bir çığlık atıp geriledim. Bir daha denize nasıl gireceğimi bilmiyordum ama çok korkuyordum. Yuvam dan korkuyordum.

Gözlerim yine dolduğunda kafamı hızla salladım ve göz yaşlarımı silerek gülmeye çalıştım. İçimde bir boşluk vardı ve ciddi anlamda Laren'i çok merak ediyor, özlüyordum.

Aklıma gelen fikir ile gülümsedim ve ayaklarımı uzatarak boğazımı düzenledim. Denize zor olsa da baktığımda Laren'i çağırdığım sesimi çıkardım. Laren sesimi duyar duymaz gelirdi çünkü.

Sesim çıktığında bir süre bekledim, hatta denize daha da yaklaştım beni görür diye ama denize girmedim.

Beklediğim süreden fazla beklediğimde Laren gelmedi, bir umut tekrar çıkardım sesimi hatta bu sefer daha gür çıkmıştı ama Laren yine gelmediğinde kaşlarımı çattım.

"Neredesin Laren?" Dikkatli bir şekilde ayağa kalktım ama Laren ortalıkta yoktu, ne kadar beni bırakmış olsa bile o en yakın dostumdu, ruh kardeşimden sonra en yakınımdı.

Laren hâlâ gelmediğinde yüzüm düşmüştü. Bir süre daha ayakta durduktan sonra geriye geçtim ve geldiğim yoldan geri gitmeye başladım. Giderken sahilden gitmek yerine ormanlık dan gitmeyi tercih ettim ve yönümü değiştirdim.

Ormana girdiğimde yaprakları gözümün önünden çektim. İlerlerken gözümün önünde bir dere çıktığında ister istemez gülümsedim, kalbim hızlandığında derin bir nefes aldım. Dere benim boyuma gelmiyor gibi gözüküyordu.

"Ayağımı soksam ne olabilir ki?" Gülümsedim ve dereye yaklaştım. Akıntısı sakindi bu yüzden hızlı atan kalbim yavaş yavaş kendi ritmine dönüyordu. Yavaş ve dikkatlice ayağımı soktum, denizden daha soğuktu. Vücuduma değişik bir his yayıldığında ister istemez tekrar güldüm. Su bileklerime gelirken arkamdan bir ses duymam ile hızla arkama döndüm. Hiçbir şey yokken ben öyle duymuşumdur dedim ve önüme geri döndüm, umarım bir günümde olaysız geçer.

Dere de biraz daha ilerlediğimde su bileklerimden yükseliyordu ama endişelenmedim. Su biraz daha yükselirken dizimden yukarıya çıkmıştı ama fark etmediğim için etrafımda dönmeye başladım. Başımı yukarıya kaldırdığımde yaprakların arasından güneş yüzüme çarptı. Kendimi huzurlu hissederken yine bir ses geldiğinde hızla döndüm arkama. Bu sefer içime bir kurt düştüğünde, "Kim var orada?" Diye bağırdım ama ses gelmedi. Gözlerimi sıkıca kapatıp açtım. "Belki de kafamda öyle kuruyorum..." Elimi göğsüme koyduğumda içimdeki kötü his geçsin diye olduğum yerde durdum bir süre. Yavaş yavaş sakinleştiğimde dönmeye devam ettim.

Suyun hissi deniz gibi değildi ve daha da rahatlatıyordu. Kıyıya yakın olduğum için biraz geriye açıldım ve o sırada derenin ucunda bir çiçek gördüm. Çiçek o kadar güzeldi ki, o kadar naif duruyordu ki onu alma hissi aklıma geldi ve geri çıkmadı.

Avatar: Kâinat Sa'venaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin