Güneş ışıklarının doğmasıyla Sadi günlerdir esir tutulduğu dağ mağarasında, güneş ışıklarından rahatsız olacak ki gözlerini kırpıştırdı genç adam. Yüzü ve her yeri yara bere içindeydi, bu kadar işkence yetmiyormuş gibi bir de kolları başının üstünde zincire vurulmuş bir şekilde zor duruyordu ayakta.
"Su..Su.." Sadi mırıldanırken. Başının üstündeki bir kaya parçasından damla damla su akıyordu. Alnına bir kaç damla düşünce, hafif kafasını kaldırıp, ağzını açarak akan su damlalarından içmeye çalıştı.Hakkari, Karargâh
Günlerdir Karargâh'ta ki tüm askerler seferber olmuş, Sadi üsteğmenlerini dağ, taş arıyorlardı. Saat 06:00'yı gösterdiğinde Selçuk komutanın kapısını yeni gelen genç bir subay tıklatmıştı. Selçuk ise o sırada odasında dört dönüyordu felaket gibi geçen günlerin yorgunluğuyla.
"Gir evlat." dedi başını yorgunlukla kaldırıp, camdan dışarı bakarak.
*Genç kadın kapının kulbunu indirdiğinde, içeri girer. *
Songül: Komutanım. Ben göreve yeni başlayan subay Songül Acarerk.
Selçuk: Hoş geldin evlat.
Umutlanmıştı Selçuk komutan çünkü Songül'ün namını duymuştu ve üstelikte Songül onu tanımasa da Selçuk onun tüm hayatını biliyordu. Şimdiye kadar yaşadıkları, babasını, annesini, çocukluğunu.. Ona onu tanıdığını hiç bir zaman söylemeyecekti, sakladığı sır müsaade etmiyordu söylemesine. Ne kadar da büyümüş diye geçirdi içinden, yağmurun altında ağlayan o zavallı küçük kız yoktu artık.
"Operasyon var. 10 dakikaya hazır ol!"
"Emredersiniz komutanım" dedi Songül ve asker selamı verip odadan çıktı.
Selçuk: Girdin bir bataklığa Selçuk çık şimdi çıkabilirsen.!
Songül Karargâh'ta yürürken, bir askerin sesiyle yerinde durdu ve arkasını döndü. Teğmen Poyraz Karayeldi ona seslenen.
Poyraz: Yeni gelen subay siz misiniz? Songül Acarerk?
Songül: Evet.
Poyraz: Güzel bende teğmen Poyraz Karayel. Operasyon var üsteğmen Sadi Payaslı'yı bulmamız gerek.
Songül: Duydum teğmenim inşallah sağ salim buluruz.
Poyraz: Inşallah.
Songül, Poyraz ve bir kaç asker operasyon için hazırlanıyorlardır, askerlerin işi bitince silahların depolandığı odadan çıkarlar. Son kez Poyraz ve Songül silahlarını temizlerler ve silahlarını bacak kılıflarına yerleştirip çıkar onlarda. Karargâhın önünde araca biner askerler. Onlar araca binmeden Selçuk komutan gelip Songül ve Poyraz'a konuşur.
Selçuk: Sadi üsteğmeni bulmadan gelmeyin.
Poyraz: Merak etme baba. Onu bulmadan dönmeyeceğiz.
Selçuk: Kendinize dikkat edin, bir evlat acısı daha yaşatmayın bana.
Poyraz: Emredersiniz komutanım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nevâ
AcciónAşk; bazen yara açar kalbinde bazen de bir cennet bahşeder sana. Gerçek aşk ansızın gelen aşktır, sevdiğinin gözlerine bakınca tüm dertlerini unutturan bir ruh-û revandır.. İntikam ile yaşayan bir adam ve hiç ummadığı bir anda karşısına çıkan kadın...