on iki- İhtilâl

753 55 103
                                    

• İyi ki o kuyuya indim,
  İyi ki o şiiri sevdim,
  İyi ki sınırı aştım,
  İyi ki tenine bulaştım,
  İyi ki bana bunu yaptım.

💫

*İki aşık güneşin doğuşunu izledikten sonra Sadi de Songül gibi uyuyakalmışlardı. Bir iki saat daha uyuduktan sonra Sadi önden duşa girdi, o sırada Songül yavaş yavaş gözlerini açtı kafasını kaldırıp etrafına bakınır. Sadi'yi göremeyince kocasına seslenir ve komidinin üstünden geceliğini alıp giyer. O sırada banyodan çıkan ve üstü çıplak bir Sadi ile karşılaşır. *

Sadi: Efendim yavrum?

Songül: (donakalır ve sonra Sadi'ye bakar) Ş-şey seni göremeyince..?

*Sadi karısına yaklaşıp kollarıyla sarar karısını. *

Sadi: Utanmana gerek yok.. (yanağından öper) Sen bana hep böyle güzel bak.

*Songül de kocasının boynuna dolar kollarını. *

Songül: Uyandırsaydın belki beraber girerdik duşa. Neyse ben de bir duşa gireyim bari.

*Songül adımlarını banyoya yöneltir. Sadi karısını
belinden tutup kendine çeker. *

Sadi: Kıyamadım uyandırmaya.. Ama istersen bende gelebilirim. (Göz kırpar çapkınca gülümseyerek)

Songül: Geç kaldınız beyefendi.. (o da göz kırpar)

*Songül işaret parmağını adamın karın kaslarında gezdirir sonra da hafifçe iter ve arkasını dönüp banyoya girer. Kapıyı kapatmadan önce Sadi'ye bakar.*

Songül: Saçlarını kurutmayı unutma. Üşütürsün yoksa.

*Bir on, on beş dakika sonra Songül banyodan çıktı üzerini değiştirmiş bir vaziyette, Sadi'yi odada göremeyince anladı alt kalta indiğini. Ve haklıydıda kocasını mutfakta yakaladı ıslık çalıp sebze doğrarken. Songül adamın arkasından yaklaşıp sarıldı adama. Sadi gülümsediğinde elindekileri bırakıp karısına döndü. *

Sadi: Saatler olsun yavrum..

Songül: Sağol da sen kahvaltı mı hazırlıyorsun?

Sadi: Yani hazırlıyorum işte bir şeyler..

Songül: Benim hâlâ uykum var..

Sadi: (gülümsedi çapkınca) Normal..

Songül: (omzuna vurdu) Terbiyesiz.

Sadi: Şşşt kocaya terbiyesiz denmez.. (gülüyordu) Şaka yaptım şaka. Kahvaltımızı edelim dışarı çıkalım çok güzel bir yer varmış burada..

Songül: Sadi ben kızımızı özledim.. Ne zaman döneriz?

Sadi: Bende özledim yavrum.. Döneriz ama yarına. Olur mu?

Songül: Olur. Ben o zaman Ankâ'yı arayayım bi.

*Songül eşsiz gülümsemesini gösterdiğinde Sadi ona kapılmış arkasında ki tezgaha yaslanmış karısının kızıyla konuşmasını dinliyor aynı anda da gülümseyerek karısını izliyordu. *

Sadi: (kendi kendine) Ben ne yaptım da yüce Rabbim seni bana bağışladı acaba?

-Bir saat sonra-

Sadi: Hazır mısın?

Songül: Hazırım!

Nevâ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin