Ders aşırı sıkıcıydı, uyumamak için kendimi zor tutarken ders bitti ve eşyalarımı toparlayıp ortak salona yöneldim. İçeri girdiğimde önce Harry'lerin yanına gittim.
"Nabersiniz?"
"İyi bebeğim sen?"
"İyi bende. Keşke Slytherin olsanız da daha çok görüşebilsek."
"Biz niye Slytherin oluyormuşuz? Sen Gryffindor ol. Ayrıca biz 3 kişiyiz ve sen 1 kişisin yani senin bizim binaya gelmen daha mantıklı."
"Hermione, Harry'ye olan çaban işe yarıyor galiba. Zeki çocuk!"
"Ben zaten zekiydim."
"Çok da mütevazı."
Ron'un dediği şeye güldük.
"Hadi kendinize iyi bakın, benim gitmem lazım."
Harry'nin yanağından öptüm.
"Harry sende güzel oyna kafana bludger yeme sonra."
Derslerden sonra Gryffindor-Hufflepuff maçı vardı.
"Ne zaman yedim?"
"İlk sene?"
"Onu sayma, büyü yapılmıştı sonuçta."
"Yedin mi yedin, gerisi beni ilgilendirmez."
Harry'yi sinir etmenin zaferiyle bizimkilerin yanına ilerledim.
"Selam!"
"Selam tatlış!"
"Ders nasıl geçti Layla?"
Mattheo'nun konuşmasına şaşırmıştım. Dediğim gibi, o genelde konuşmazdı.
"Bir de soruyor musun Mattheo? Çok sıkıcıydı bok gibi geçti."
Mattheo gülümsedi, ben de ona gülümsedim. Mattheo her ne yaparsa yapsın bana böyle bakarsa ona sinirli kalamayacağımı biliyordum, o çok büyüleyiciydi...
Yemeklerimizi yiyip S.o.s'na inmiştik. Pansy, Tom ve Blaise dersleri olduğunu söyleyip yanımızdan ayrılmışlardı. Draco ve Adrian da birden kalkıp gitmişlerdi. Mattheo, ben ve birkaç Slytherin öğrencisi salonda yalnızdık. Canım sıkıldığı için elime bir kitap alıp okumaya başladım. Mattheo'nun bana bakışlarını hissedince içimdeki kelebeklenmeye engel olamadım, bir süre sonra Mattheo'ya döndüm.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Niye bakıyorsun öyle?"
Gülümseyerek sorduğum soruya Mattheo'nun cevabı daha da gülümsememe yetmişti.
