Kızlar üzgünüm Barış Alper Yılmaz fic okumaktan bölüm yazamadım :( İyi okumalar güzellerimmm, oy atın lütfeeen
"Sonunda geldi şu lanet tatil,"
Adrian elini omzuma atarak konuşmaya devam etti.
"Değil mi Layla'cım?"
Gözlerimi devirip gülümsedim.
"Tüm sene bitmeyecek sandım."
Pansy, Tom ile el ele arkamızdan gelirken bıkkınlıkla konuşmuştu. Zor da olsa bu yılı da bitirmiştik, bolca eğlence ve kalp kırıklıklarıyla. Mattheo ile uzun süredir konuşmamıştık, Astronomi Kulesi'nden sonra konuşacak cesareti kendimde bulamamıştım.
Dambledore'da bu konu hakkında bir şey demediği için salmaya karar vermiştim ve son birkaç ay düşünmeyi bırakıp gerçekten eğlenmiştim. Sorumsuzluk da denebilirdi tabi, çünkü peşimde öğrencileri öldüren bir sapık vardı. Sevgili sapığımdan bahsetmişken, kendisi aylardır yanıma uğramamıştı. Bu durum sevindirici gibi gözükse de beni daha da endişelendiriyordu, diğerleri ile her gün görüşemeyeceğimiz için son günümüzde bunları düşünmek istemedim ve trene binmem için bana elini uzatan Tom'un elini tutup bu düşüncelerden sıyrıldım.
Babam da uzun zamandır hiç yanıma uğramamıştı, beni kaçırıp zorla ölü yiyen yapmaya çalıştıklarından beri onları hiç görmemiştim. Peşimize nasıl düşmediklerini de merak etmiyor değildim ama bu yaşanan her şey onların altından çıkıyor gibi geliyordu. Luisa'nın gelmesi, Mattheo'ya büyü yapılması, gizli sapığım...
Ne de olsa yakında öğreneceğimizi hissediyordum, bunların hepsinin tesadüf olması imkansızdı.
"Layla sen şimdi Harry ile gidiyorsun değil mi?"
Hızlıca kafa salladım.
"Hermione ile Ron da gelecek tatilin sonlarına doğru, siz de gelsenize?"
Bir süre düşününce hepimizin toplanması imkansız gibi bir şeydi, Tom'un gelmesinin imkanı yoktu, abim evden çıktığı anda babam onu bulurdu. Blaise ve Pansy'nin aileleri de oldukça katıydı. Kimse cevap vermeyince onları üzdüğümü fark ettim.
"Kusura bakmayın çocuklar, ben,"
"Aman boşver kızım onları! Ben gelirim, dördümüz mis gibi eğleniriz. Bu gerizekalılar da otursun evlerinde işleri ne?"
Adrian yine ortamdaki kötü havayı attığında kompartımandan kıkırtılar çıktı, buraya nasıl sığdık inanın bilmiyorum.
Büyü altında olduğunu öğrendikten sonra bile Mattheo'yu yalnız bırakmak doğru gelmiyordu, fakat onca geçen süreden sonra nasıl eskisi gibi olurduk bilmiyordum, ya da olabilir miydik?
"Mattheo?"
Hızla kapıya döndüğümde koştuğu için inip kalkan göğsüyle bize bakan Mattheo'yu gördüm.
"Çocuklar, ben... Sizi bulmak için baya koştum,"
Nefes nefese olduğu için kısık kısık konuşuyordu, hiçbir şey anlamadığım için Tom'a baktığımda onun da benim gibi anlamsız bakışlar attığını gördüm.
"Oğlum iyi misin?"
"Çok iyiyim Adri, çok iyiyim."
Az önce Adri mi dedi o?
Ron en az bizim kadar şaşkınken konuşmaya başladı.
"Tamam, şuan burada ne döndüğünü söyleyebilir mi birisi?"
"Hatırlıyorum amına koyayım! Her şeyi hatırlıyorum!"
Ha.Siktir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Değiştirir İnsanı>Mattheo Riddle
Fanfiction"Parfüm mü sıktın?" "Evet." "Sıkma bir daha." "Neden ki? Kötü mü olmuş?" "Sen daha güzel kokuyorsun, bunu parfümle kapama."