Bana Ait 17. Bölüm

87.3K 4.8K 478
                                    


"Pınar, kapılar!.."

"Iııı... Evet, biraz korkutucu, gelmese miydik acaba!.."

"Aaaaggghhh!.. Şimdi mi söylüyorsun bunu? Bu herife kalmadan sonunda ben öldüreceğim seni Pınar... Tabii önce kalpten gitmezsem, hep senin yüzünden... Bir tane çakacağım sana, Allah cezanı versin, göz göre göre ayağımızla belanın içine soktun bizi..."

"Aman, ben ne bileyim ya böyle olacağını... Lokantaya falan götürecek zannettim. Hem evime gideceğiz demedi ki... Benim ne suçum var Irmak ya... O da ne?"

"El sallıyor gene... Tanrım!.."

"Bayanlar, evime geldik, tartışmanız bittiyse lütfen buyurun..." diyerek bir taraftan komik hallerine sırıtan genç adam, yardımcı olmak için elini uzattı.

"Pınar... Vazgeçtik, biz geri döneceğiz desek..."

"Nasıl olacakmış o iş Irmak Hanım? Açıklama yapmamız lazım, buraya kadar gelmişken yapacak bir şey yok. Yürü hadi adam bekliyor."

"Iııııyyy... Elini uzatmış... Allah'ım sana sığınıyorum..."

"Irmak, hadisene be!.."

"İyi ya tamam... kahretsin..."

Çekinerek tuttuğu elin yardımıyla aşağıya inen genç kız, arkadaşının da gelmesiyle hemen yanına yaklaşıp, gözleriyle çevresindeki adamları işaret etti. Pınar'ın gülmeye başlamasıyla, "Ne?" diye sorarken, acaba anlamadığı bir şey mi olduğunu merak ederek kaşlarını çattı.

"Ay... Hakkatten, ne kadar güzel değil mi Irmak? Hayatımda hiç böyle bir yer görmedim. Mehmet Aslantuğ'un oynadığı bir dizi vardı... Adı neydi ya? Hah... Bir İstanbul Masalı, aynı oradaki gibi..."

"Hayda!.. Kızım, kırık mısın sen ya? Korumaları işaret ediyorum. Artık kıçımızı yırtsak buradan kaçamayız."

"Haaa!.. O mu? Çınar kadar olmasa da hepsi çok yakışıklı... Vay be demek buralarda saklanıyorlarmış. Sizi sizi... Yanlış yerde erkek arıyormuşum, neymiş, alışveriş merkezi, kafeterya değil, zenginlerin malikane kapılarına bakmak gerekiyormuş."

"Aaaaggghhh!.. Allah cezanı versin Pınar, aq yoksunu... bir daha senin aklına uyanın..."

"Hanımlar, hanımlar... Lütfen!.."

"Ay başladı gene ya... Bu da ayrı bir manyak, bir ağız tadıyla kavga ettirtmiyor. Yürü hadi, battı balık yan gider."

"Ooofff... Irmak... Korkma tamam mı? Bak adam ne kadar güzel gülüyor."

"Gülmesine sı... İyi, yürü hadi, bugün yeteri kadar ağzımı bozdum. Böyle giderse bozmaya de devam edecek gibiyim."

"Ah... Nihayet!.. Huzursuz olmadığınızı umuyorum. Arkadaşlara yazı tahtası getirmelerini söyledim. Sizinle iletişim kurmayı çok arzu ediyorum. Buyurun buradan..."

Yüzyıllık ağaçların arasındaki beyaz malikaneye doğru ilerlerken, ister istemez çevrenin güzelliğine hayran kalan genç kız, baharda çiçek açmaya başladığı zaman nasıl görüneceğini düşünmekten kendini alamadı. Başka koşullarda olsa yürüyüş yollarından alanı keşfetmeyi arzulayacakken, aynı şeyleri hissettiği belli olan arkadaşına bakıp, "Irmak, harika değil mi?" diyerek ilerlemesine devam etti. Açılan kapıdan Çınar'ın bir benzeri belirince, Cumhur denilen herifin sıradaki öldürülecek kardeş dediği adam olduğunu tahmin etti.

Bana AitHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin