Bana Ait

Bana Ait 11. Bölüm

"Hoş geldiniz Komiserim, size buraya kadar zahmet verdik. Malum, Emniyete gelmem mümkün değildi."

"Biliyorum Çınar, acil bir durum olmasa aramayacağına eminim! Devlet için yaptığın hizmetlerin yanında, zor duruma düştüğünde devreye girmemizin lafı bile olmaz."

"Estağfurullah amirim, o görevimiz. Biliyorsunuz ben sadece emanetçiyim, asıl olan devletin bekası... Bu uğurda küçük bir faydam dokunuyorsa ne mutlu bana."

"Her zamanki gibi çok mütevazısın Çınar, bu yönünle bana babanı hatırlatıyorsun... Siz aldığınız emaneti çok üst noktalara getireli ve başlı başına vatanı koruyan bir unsur olmayı uzun zaman önce başardınız. Sayenizde, içten ve dıştan gelen tehditleri bertaraf edilebiliyoruz. Gölge birlik; başlı başına bir fenomen, babanın, ülkemiz için yaptığı en büyük hizmetlerden sadece biri... Sen de bunu devam ettirmekle kalmayıp gelişmesini sağlayarak, aynı saygıyı hak ediyorsun. Allah sizden razı olsun. O yüzden bana tevazu gösterme, yaptıklarınızın kıymetini çok iyi biliyorum. Hatta bunu en iyi bilen kişilerden birisiyim. Şahsınıza karşı en ufak bir problem varsa, yanında durmaktan onur duyarım."

Saygıyla başını salladığı komisere, "Teşekkür ederim efendim, güveninize layık olmayı umuyorum. Lütfen buyurun, masaya geçelim daha rahat konuşuruz." diyerek yol gösterdikten sonra arkasından gelen polis dostlarıyla el sıkışmaya başladı. "Tahir... Nasılsın kardeşim, uzun zamandır görüşemiyoruz. Ağır abi, nerede?"

"İyiyim koçum, iş güç işte. Güven, eee... Hemen arkamdaydı, gelir şimdi."

"Özlemişim abicim, böyle bir vesileyle karşılaşmayı arzu etmezdim. Yine de seni gördüğüme sevindim."

"Özletme kardeşim, ben ve karizmam her daim emrine amadeyiz. Tek bir telefonuna bakar. Şu bahsi geçecek şerefsizleri halledelim, müsait olunca bir şeyler ayarlarız."

"İyi olur Tahir, çok gerildim."

"Durum vahim mi, Çınar?"

"Öyle. Suikast, detaylarını birazdan anlatacağım."

"Haasss siktir!.. Ulan çivisi çıkmış dünya, ne günlere kaldık."

"Maalesef..." derken Tahir'in arkasında beliren, tanımadığı iki adamı görünce, "Bu arkadaşlar kim?" diyerek tanıştırması için dostuna döndü. Güvenmedikleri birisini aralarına sokmayacaklarından emin olduğu için tedirginlik hissetmeden cevabı bekledi.

"Yabancı değil bizden, bünyemize yeni katıldılar. Merak edilecek bir durum yok, ikisi de üst seviyede güvenilir adamlar. Birisi gıcığın tekidir ama neyse... Tanıştırayım; Tarık, yabancın değil Cemal'in kardeşi. Kendisi, Mete ile ortaklar. Bu arada gıcık olan bu herif oluyor."

"Abi, yapma böyle ya!"

"Suust laaann... Çınar, yabancı değil, neyle karşı karşıya olduğunu bilsin."

"Merak etme Mete kardeş, Tahir'in sevmediği adamı muhitine bile sokmayacağını bilecek kadar uzun zamandır tanırım." Sırıtmaya başlayan adama kanının kaynadığını hissederek, "Memnun oldum, lütfen buyurun." diye selamladı. Teşekkür ederek geçen adamların ardında eski dostunu görünce içtenlikle gülümsedi. "Oooo Cemal, seni gördüğüme çok sevindim.

"Bende dostum, uzun zaman oldu. Şu problem neyse çözelim de bir akşam halı saha yapalım."

"Şimdi Tahir'le onu konuşuyorduk. Emrin olur koçum, ne zaman istersen..."

"Çınar..."

Adını duyarak başını ağır abiye çeviren genç adam, sessiz devin elini sıkarken, "Güven, abicim nasılsın..." diye söze girdi. Uzun zamandır görüşmedikleri için pişmanlık hissettiği sırada, baş komiserin uyarısıyla sırıtmaya başladı.