Bana Ait 60. Bölüm

87.2K 4K 340
                                    


"Başta mutlaka öyleydi. On dokuz yaşında, hamile, parasız, işsiz, ailesinin yanına dönmek zorunda kalmak her halükarda zor olmalı... Düşünsene, eğer doğru olanı yapsaydı, bu problemleri yaşayacağı yerde üniversitede okuyan, en büyük sorumluluğu dersleri olan bir öğrenci olacaktı. Yaşıtları gezip tozarken, doğmamış bir bebeğin, geçim sıkıntısının endişesini yaşamayacaktı. Geçmiş ola, annemde aynı şekilde düşünüyor olmalıydı ki bahsini hiç açmazdı. Dedemin emekli maaşıyla geçinmek zorunda kalan dört boğaz..."

"Onların yanında mı büyüdün?"

"Ortaokula başlayana kadar evet... Evlenene kadar, ast subay olan dayım ailesine yardım etse de o şartlarda yaşamamızın zor olduğunu anlayınca, annem önce halk eğitimin dikiş nakış kurslarına, arkasından bir terzinin yanına çırak olarak girmiş. Zaman içinde işi kapınca maaşı da ona müteakip yaşanılacak seviyeye yükselmiş. Altıncı sınıfa başladığım sene önce dedemi aradan bir yıl geçmeden anneannemi kaybedince, maalesef hayat bizim için daha zor bir hale geldi. Dedem, dul kızının sokakta kalmaması için oğlundan ev üzerinde hak talep etmeyeceğine dair söz alsa da durum hakkında bilgisi olduğu halde sevgili yengemin sıkıştırmaları sonucu, kuru bir sözle bize bırakılan evden ayrılmak zorunda kaldık."

"Dayın karşı çıkmamış mı?"

"Çıksa da fark etmez... Karısını tanısaydın ne demek istediğimi anlardın?"

"Yaaa!.. Tam bir çirkef anlaşılan..."

"Eh öyle de diyebiliriz... O dönemde annemin çok üzüldüğünü hatırlıyorum. Kazandığı üç kuruş parayla, dedemden kalan bir o kadar maaşla, çocuk yaşta kızını mı okutsun, kira mı versin diye baya düşünmüş olmalı... Doğal olarak talep üzerine ev satışa çıkarıldı. İstanbul'da kiralar malum, elindeki erimesin diye annemin payına düşen parayla hesap kitap yapıp, üzerine kredi çekmesi gerekti. Sağ olsun dedemin ahbapları sayesinde kümes kadar iki göz de olsa başımızı sokacağımız kendimize ait küçük bir daire alıp taşındık..."

Anlattıklarının o noktasında uzaklara dalan kızın, görmeyen gözlerle önüne baktığını fark eden genç adam, yabancısı olduğu durumla ilgili ne söylemesi gerektiğini bilemeyerek hüzünlü halini izledi. Acı bir şekilde gülümseyerek tekrar söze girdiğini duyunca, ilgiyle dinlemeye devam etti.

"Hııııhhh... Yaramadı biliyor musun Cesur..."

"Anlayamadım?"

"Pardon, lafa ortadan girdim!.." derken duralayan genç kız, mesafeli durmaya özen giderdiği adama, eni konu hayatını anlattığını, dahası bundan garip bir haz aldığını fark edince, geri adım atarak, "Kusura bakma Cesur, sabah sabah nereden açıldı bu konu bilmiyorum. Çenem düştü. İnşallah senin de canını sıkmamışımdır." diyerek gülümsemeye çalıştı.

"Yo lütfen... Ne söyleyeceğini merak ettim?"

"Öyle diyorsan!.. Evin satışından kalan parayı kastetmiştim, dayımlara yaramadı. Yengemin memleketinde... Eskişehir'de zaten evleri vardı. Görevli bulundukları şehirlerde de askeri lojmanlarda kaldıkları için barınma derdi yaşamıyorlardı. Ellerine geçen parayla arabalarını satıp süper lüks son model bir araçla değiştirdiler. Daha bir ay kullanmamışken, hatalı sollama yüzünden kaza yaptılar. Çok şükür, ne kendi canlarına ne de çarptıkları araçtakilere bir şey olmadı... olmasına da... hem alkollü hem de bütün suç kendisinde olduğu için büyük zarara uğradılar."

"Hıııımmm... İlahi adalet!.. Dedenin ahı tutmuş olmalı... eh... alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste... Babamın en sevdiği sözlerden birisiydi, sıklıkla kullanırdı."

Bana AitHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin