İYİ OKUMALAR<3
Nereye gittiğimi bilmeksizin, gücümün yettiğince koşuyordum. Sanki koşunca içimde ki kötü düşünceler ve yaşadıklarım yok olacakmış gibi hissediyordum. Nefes nefese kalınca durdum, ellerimle diz kapaklarımı tutarak soluklanmaya başladım. Vaktim yoktu. Buna bir son vermem gerekiyordu, kendi oyunumu kendim kuracaktım. Ama tabi öncesinde peşime takılan takım elbiseli büyük cüsseli adamlardan kurtulmam gerekiyordu. Yağmur adeta beni zorlamak adına var gücüyle yağıyordu. Evren bile beni parkurlarla karşılıyordu. Ayakkabılarım çamurdan ve ıslak zeminden dolayı su almıştı. Saat gece 2 sularıydı, biraz daha dayanmam gerekti.
"İşte orada kaçmasına izin vermeyin! Motorlara binin çabuk!" Arkadan gelen sesle birlikte karanlık sokakta koşarak sağa saptım, sokakların darlığıyla ve evlerin çok olmasıyla kafam daha çok karışıyordu. Aniden bir patlama sesi gelince evlerin arasında ki kuytu boşluğa girip eğildim.
"LANET OLSUN BU SEFER O SÜRTÜĞÜN ELİMİZDEN KURTULMASINA İZİN VEREMEYİZ YOKSA ÖLÜM FERMANIMIZI İMZALARIZ!" dedi kalın ve kızgın çıkan bir ses.
Anlamıyordum. Alt tarafı Anıl Barlas DAĞLI'nın elinde tuttuğu gizli cinayet belgelerini çaldım ve özel büro istihbarat grubunun gizli ajanları arasında olarak bu görevi bi zahmet yapmam gerekiyordu. Tabiki burdan bir an önce kurtulabilmem gerekti. Silahımın şarjörün taktıktan sonra etrafı kolaçan ettim ve üç tane adamın solda sokağın girişinde durduğunu farkettim ama maalesef beklemediğim bir durum oldu.
Sanırım aralarından en kısa olan adam beni gördü ve silahını aniden doğrultup diğerlerinin dikkatini çekmeyi başardı.
Ayağına iki kurşun sıkıp tekrardan sağ tarafa doğru eğilerek koşunca silah sesleri ardı ardına patladı. Neyse ki bir kurşun tam omuzumdan sıyırdı ve sadece hafif sendelememe yol açtı. Yağmur durmuştu fakat gecenin ayazı ve karanlığı bu dar sokakları kasvetli görünüme sokuyordu.Artık koşacak gücü kendimde bulamadığım an o sesi duydum polis merkezinden gelmiş olmalılardı,siren sesleri bütün sokağı doldurdu. Başıma bir şey gelmesin diye üzerime takılan çipten beni bulmuş olmalılardı.
Adamlar elimizden kurtulmuştu, polisler gelene kadar sokağı terk etmişlerdi. Bizimkilerde gelince hep birlikte büroya doğru yola çıktık.
"Carly iyi misin?" Maya yine her zaman ki gibi abartıyordu. Sadece omuzum çok hafif yara almıştı ve birazcık kanıyordu. Pansumanla halledilebilecek bir şeydi.
"İyiyim Maya abartma istersen sadece ufak bir sıyrık."
"Kızım senin kendine dikkat etmen gerek. Bir yara kapanmadan diğeri açılıyor farkında mısın? Yaptığımız iş çok ciddi lütfen ama."
Arabayı süren 1.80 boylarında yeşil gözlü iri cüsseli arkadaşımız Ellis nihayet konuşmaya başladı.
"Kızlar arabadayız neden kod isimlerinizle konuşuyorsunuz."
"Alışkanlık." dedi Maya.
Büroya geldiğimizde asansöre binip iki kat çıktık. İçeride Clive diğer dosyaların dellillerini inceliyordu. Clive, orta boylu kumral saçlı kahverengi gözlü iri dudaklı biriydi.
"Ben hemen ilk yardım malzemelerini getiriyorum, sen otur şöyle." dedi Maya ve arka tarafa gitti.
"Ben bize bir şeyler söyleyeceğim. Ne istersiniz?" Ellis'in sesiyle irkilince ne yiyeceğime karar veriyordum.
Maya pizza isterken, Clive sadece soğuk kahve istedi.
"Banada mantarlı sıcak bir çorba söyleyin." dedim.
"Cansın dosyayı nereye koydun?" Clive'in sorusuyla başımdan aşağı kaynar sular döküldü.
"SİKTİR! ORADA UNUTTUM." dedim.
"Zaten bunun için gidip bir sürü olay açmadın mı başına kızım nasıl unutursun?"
"Şarjörü yenilerken dosyaları kenara indirdim sonra Anıl Barlas'ın adamlarından biri beni farkedince ateş edip koşmaya başladım kahretsin! Hemen gitmeliyiz sokak arasında gizlenmiştim orda olmalı bulmamıştır kimse hemen gitmemiz gerek." diyip ayaklandım ve Maya sağlık eşyalarıyla birlikte yanıma geldi.
"Gitsek polisler sorgulamaz mı neden geri döndünüz diye? Orayı emniyet şeridi ile kapatmışlardır. Merhaba bizim küçük bi dosya vardı onu alıp hemen gideceğiz diyemeyiz ya." dedi Ellis.
"Mantıklı düşün Cansın. Dosya bizden önce polis ekibine ulaşırsa fevri davranabilirler ve planlarımız alt üst olabilir." dedi Clive.
"Sabah gidip alırız bizde." diyen Maya bir yandan da omuzuma pansuman yapıyordu.
"Nasıl unuturum ya aptallığında bu kadarı!" diyip kendime öfkeleniyordum.
Üzerim sırılsıklam olmuştu. Saçlarımı toplayıp siyah kalın kazağımı üzerime geçirdim ve Ellis'e sofrayı kurmasında yardımcı oldum. Yemekte bu olay üzerine planlar kurduk ve hava aydınlanınca kanepede uykuya daldım. Bizler karanlık gecelerde ayaktaydık. Normal bir yaşantımız yoktu. Silahlar, çatışmalar, karmaşalar arkadaşımız olmuştu..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALP ZANLISI
ActionCinayet ve icra suçlarından dolayı her yerde adı geçen ve aranan adam ile polis merkezi amirliğinde özel ajanlık yapan bir kadının aksiyon ve nefes kesici karşılaşmasına şahitlik etmek ister misiniz?