•Remus Lupin•

1.3K 48 0
                                    

Remus ve sen Ortak Salon'da, şöminenin başında büyücü satrancı oynuyordunuz

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Remus ve sen Ortak Salon'da, şöminenin başında büyücü satrancı oynuyordunuz.

Sönmekte olan ateşten gelen zayıf, kızıl ışık yüzlerinizin yan tarafını aydınlatırken, basit ama mantıklı hamlelerle seni yenmişti. Son olarak devrilen taşın sesi boş salonda yankılandı.

"Bir daha oynayalım!" dedin mızmızlanarak.

"Beşinci defa oynadık, bence bugün bu kadar yeterli." diye karşılık verdi, her zamanki gülümsemesiyle.

Satranç tahtası hâlâ koltuğun ortasında, aranızda dururken yönünüzü şömineye çevirdiniz. Yorgun geçen bir haftanın sonunda beklediğiniz hafta sonunun önceki gecesi uyku tutmamıştı.

"Yaraların çok acıyor mu?" 

Beklemediği yerden sormuştun soruyu, cevap vermedi. Cevabı ikinizde çok iyi biliyordunuz.

Ortanızda kalan tahta ve taşları masanın üzerine koyup, bedenini Remus'a çevirdin. Elini genç adamın yüzüne götürdün. Yavaş yavaş kabuk bağlayan yaraların üstünden nazikçe geçtin.

Sen elini hareket ettirirken dikkatlice yüzüne bakıyordu.

Üstündeki bakışları hissedince elini yüzünden uzaklaştırdın, kafanı koltuğa yasladın. Gözlerini yara izleriyle çevrili yüzde dolaştırdın. Sen hareketini devam ettirirken, Remus da odağını ayırmamıştı.

Elini uzatıp elini tuttu, baş parmağıyla bileğini okşamaya başladı. Derin bakıyordu sana, daha önce bakmadığı gibi.

Gülümsedi, "Teşekkür ederim," dedi. Koltuktan kalkıp merdivenlere yöneldi. Arkasından onu izlerken duraksayıp derin bir nefes aldı, ardından tekrardan hızlı adımlarla yanına geldi.

Yanağına tüy kadar hafif bir öpücük kondurduktan sonra yatakhanesine yöneldi.

Sen ise hâlâ az önce ne yaşandığını çözmeye çalışıyordun.

The Marauders •IMAGINE•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin