Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Bak, beni kıskanman çok normal. Herkesin gözünün üzerimde olmasını anlayabiliyorum."
Koridorda hızlı adımlarla ilerleyen Remus'un arkasından dalga geçiyordun. Dolunay'ın yaklaşmasıyla duygularını daha da derinden yaşamaya başlamıştı.
Sadece arkadaşça konuştuğun genç adamla seni gördüğünde sana göre anlamsız bir kıskançlık yaşanmıştı.
"Biraz yavaş ol, yetişemiyorum." Son sözünle birlikte Remus aniden arkasını döndü, sana doğru gelmeye başladı. Ne olduğunu anlayamadın ilk önce ancak sohbet ettiğin, Remus'un da seni ondan kıskandığı genç adamı görünce anlamış oldun.
Asıl şaşırdığın şey ise başkaydı.
Bir eli yanağını tutarken bir elinde boynunu tuttu, dudaklarını dudaklarına yapıştırdı. Sert ve tutkuyla öpüyordu. Sende tıpkı onun gibi karşılık verdin.
Nefes nefes ayrıldığınızda bu seferde bileğinden tuttu, başka bir koridora götürdü.
Duvara yaşlandığında o da önünde durdu. Burunlarınız birbirine değiyor, nefesleriniz birbirine karışıyordu.
Kendini toparlamaya çalışırken sırıttın, "Dolunay'ın en güzel yanlarından birisi de bu galiba."
