Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Remus ile birlikte ilk defa sinemaya geldiğinizde Remus'u şaşırtan ilk şey kesinlikle kocaman perde ve karanlık olan ortamdı. Bununla birlikte sinemaların nasıl çalıştığını duyduğunda da şaşkınlığını belli etmişti.
"Ne zaman başlayacak." diye merakla sordu.
"Birazdan başlar, saati yaklaşıyor." dedin. Başıyla seni onayladı. "Bunu Muggle'lara nasıl kaptırdık, inanamıyorum." diye mırıldandığını duydun. Gülümseyerek döndün ona, "Çok ilgini çekmiş olmalı." dedin. "Başladığında daha çok şaşıracaksın."
Sana döndü, başını koltuğa yasladı. "Filmin konusu neydi?" diye sordu, mısırından yedi. "Korku filmi." dedin Remus'u cevaplayarak.
"Farkında mısın?" diye sordun Remus'a. Remus sorunu anlayamayarak meraklı gözlerle sana baktı. "Gişedeki kız sana kur yaptı."
"Hayır, farkında değildim. Benim ilgi noktam sana aitti." dedi şirince. Elini Remus'un saçlarına götürdün. "Bunu bilmem iyi oldu," diye cevapladın. Genç adamın boynunu öptün.
Salon karanlıktı, kimse sizi fark edemezdi. Filmin başlamasına çok az vakit olmasına rağmen salon hâlâ dolu değildi.
"Beni öpmek için bahane üretme." diye kulağına fısıldadı. "Bahaneye ihtiyacın yok."
Kurnazca sırıttın, elini onun bacağına götürdün ve yavaşça sıktın. Hareketinle elindeki mısırı daha sıkı tutmaya başlamıştı. "Biliyorum," dedin tıpkı onun gibi fısıltıyla.
Ve film başladı.
Seans boyunca filmdeki korku unsurları size hiç etki etmemişti. Bunun en büyük nedeni ikinizin de dikkatinin filmde olmamasıydı. O kadar dikkat etmediniz ki, elinizdeki mısır bile yandaki boş koltuğa bırakılmıştı.
Salondan çıktığınızda ukala bir tavırla tekrardan Remus'a sorunu yönelttin.
