Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Gözlerini zar zor açtığında ilk önce nerede olduğunu anlayamadın, anlamsız gözlerle etrafına baktın. Geniş bir yatakta yatıyordun, yan tarafına baktığında boş olduğunu gördün. Ancak çarşafın kırışıklığından biriyle birlikte yattığını anlayabilmiştin.
İçeriden gelen su sesiyle yattığın kişinin banyoda olduğunu anlamıştın. Ona rastlamadan çıkmak istedin, yataktan kalktın. Yere dağılan kıyafetlerini bir bir toplamaya başladın.
İç çamaşırlarını giydikten sonra elbiseni üstünden geçirdin. Bu sırada banyonun kapısı açıldı ve Sirius Black sadece pantalonuyla karşına çıktı. Omzuna attığı saç havlusuna rağmen saçlarından göğsüne doğru sular damlıyordu.
"Siktir," diye mırıldandın. Onu görmeyi beklemiyordun.
Kendini hemen toparladın, gözlerini ondan çektin. "Dün gece ne olduğunu hatırlamıyorum. Ama pek de anlaşılmaz bir durumda değiliz zaten."
Sana doğru birkaç adım attı. Geri çekilmedin, sadece iki adım sonrasında burun buruna gelebilirdiniz. "Hatırlatmamı ister misin?"
Göz bebeklerin titreyerek onun gri gözlerini buldu. Ne kadar çok isterdin onu onaylamayı. Ancak kendine hakim olarak başını olumsuzca salladın. "Hayır gitmem gerek," dedin huzursuzca.
Bu seferki adımları aranızdaki mesafenin kapanıp ellerinin belini bulmasını sağladı. "Bu kadar hızlı ayrılmayı beklemiyordum, Matmazel." diye mırıldandı. "Bence biraz daha vakit geçirebiliriz."
Burnunu boynuna sürttüğünde gözlerini kapatmak zorunda kaldı. Nasıl reddedebilirdin ki?
"Sirius," titrek nefesin onun kulaklarını bulduğunda bir sonraki sözcüklerin havada yankılanmadan önce dudakları tutkuyla seni buldu.
