Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Remus'un ricasıyla erkekler yatakhanesine gittiğinde kör kütük sarhoş olmuş James Potter'ı görmeyi beklemiyordun.
Yanaklı kıpkırmızıydı, her zaman dağınık olan saçları bu sefer büyük bir karmaşa yaşamışa benziyordu. Yatağında yatarken tavana bakıp anlaşılmayan şeyler mırıldanıyordu.
Sirius ve Peter ise çoktan kendi yataklarında sızmış, uykuyla kucaklaşıyorlardı.
"Onlara ne olmuş?" dedin şaşkın sesinle Remus'a bakarak. Yüzünde Çapulcu olduğunu belli eden muzip gülümsemelerinden vardı.
"Benden habersiz küçük bir kutlama. Ceza almış olmasaydım kesinlikle onlara katılırdım."
"Ona ne şüphe," diye mırıldandın, "Beni neden çağırdın?"
"Çatalak seni istiyormuş, öyle diyor. O da birazdan sızar," diye cevapladı seni, "O yüzden şimdi sizi yalnız bırakıyorum."
Kendi yatağına çekilip perdelerini kapatan Remus ile birlikte mırıldanmaya devam eden James'in yanına gittin.
Kafası yatağın ayak ucundayken kollarını kafasının altına birleştirmişti.
"Ben sevgilimi istiyorum Aylak! Onu çok özlediğimi söyle!"
Kafanı uzatınca onunla göz göze geldin. Ayakta dikilirken seni görünce hızlıca yerinde doğruldu.
Aniden yanaklarını kavrayan ellerle birlikte dudaklarınızın çarpışması bir olmuştu.
James'in vücudundan yayılan içki kokusu etrafınızı sarmışken, Quidditch oynamanın getirisi olan süpürge cilası kokusunu da duyumsamıştın.
Ayrıldığınızda ikinizin de dudakları şişmişti.
Elleri yanaklarında dururken ondan uzaklaşıp yatağa oturdun.
