•Remus Lupin•

485 42 0
                                    

Kütüphanenin tozlu rafları arasında ders çalışmak elbette senin en sevdiğin şeylerden bir tanesi değildi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kütüphanenin tozlu rafları arasında ders çalışmak elbette senin en sevdiğin şeylerden bir tanesi değildi.

Yoğun ders çalışma temposu seni yeteri kadar yorarken bir de üstüne yaklaşan ve gelecek için çok önemli olan sınavlar sana hiç yardımcı olmuyordu.

Ancak bugün, yanında hoşlandığın çocukla birlikte ders çalışıyordun.

Yüzünde ki çizgiler daha da çok belirginleşmişti, kahverengi gözlerin altındaki torbalar seninkinin aksine uzun süreli yorgunluğu işaret ediyordu.

Kurt adam olmanın en kötü yanlarından biri de buydu işte.

Remus, her dolunay sonrası tıpkı şuan olduğu gibi yorgun olur, agresifleşir ve insanlardan uzaklaşırdı. En yakınlarına zarar vermekten korkak, kendi içine kapanırdı.

Kendisine fazla ayrıcalık tanındığı düşünüp yorgun olmasına rağmen derslere katılırdı. Üstelik bununla kalmaz, kütüphanenin yolunu tutardı.

Yavaşça ellerinde dans eden kalemin çıkardığı küçük ses kulaklarına ilişirken dikkatle onu izliyordun. Neredeyse bir saattir aralıksız çalışıyordu.

En sonunda dayanamadın ve elindeki kalemi aldın. Kalemi almanla birlikte yazı yazdığı parşömende uzunca bir çizgi oluşmuştu.

"Ne oluyor?" dedi yaptığına anlam veremeyerek.

"Sadece seni anlamıyordum," diye cevap verdin. "Bunu kendine neden yaptığını anlamıyorum."

Tek kaşını kaldırdı, "Kendime bir şey yapmıyorum. Ödevimi yapmaya çalışıyordum."

"Son teslim tarihi bir hafta sonra olacak ödevini!" dedin sinir olmuş sesinle.

Derin nefesler aldı. Dolunay sonrası gelen agresifliği dengelemeye çalışıyordu.

"Neredeyse bitmek üzere olan ödevim!" dedi dişlerini sıkarak. "Sayende yeni bir parşömene geçirmem gerekecek."

Sergilediği tavırlara yabancı değildin. Ancak çok fazla ciddiye de almıyordun. Şuan ki davranışları geçiciydi. Birkaç güne her zaman olduğu kişiye geri dönecekti.

"Dinlenmen gerekiyor Remus. Senin ödevini yaparım, sorun değil." Yumuşak sesin onun etrafını çevrelediğinde dudaklarını birbirine bastırdı.

Göz temasını kısa süreliğine kestikten sonra lafa giriş yaptı, "Hayır, buna hiç gerek yok. Ben hallederim."

"Remus, lütfen Ortak Salon'a git ve dinlen. Ben yaparım."

"Ama-" Cümlesini tamamlayamadan onun eşyalarını toplamaya başladın. Masada Remus'a ait sadece az önce üstü çizilen parşömen kalmıştı.

"Sadece dinlenmeni istiyorum. Başka bir şey değil."

İstek alıyorum.

The Marauders •IMAGINE•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin