BULUT

31

31 .d

☁️

Yüzüme vuran güneşle,elimi gözlerime kapadım.Dirseğimi yere bastırdığımda,yattığım yerden doğruldum.Kapının açılma sesini duyduğumda,elimi güneşe tutarak gözlerimden uzaklaştırdım.

Efsayı gördüğümde gözlerimi devirerek duvara yaslandım."Çok kötü bir ev sahibisin"dedim,mırıldanarak.

Söylediklerimi duymazdan geldiğinde,elinde tuttuğu tepsiyi önüme bıraktı.

"Aç kalmamalısın"dedi.Alayla ona baktım."Ya,nasılda anlayışlısın ya,o kadar iyisin ki,sağ ol"

Sırtımı duvara yasladığımda,bacaklarımı göğsüme çektim.Parmaklarıyla oynarken"Yemiyor musun?"diye sordu.Gözlerimi kısarak ona baktım."İçine zehir katıp katmadığını nereden bileceğim?"

Parmaklarının hareketleri durdu.Bir süre bana baktı ve arkasını dönerek odadan çıktı.

Göz ucuyla tabağın içindekine baktım.Sandviç ve yanında vişne suyu vardı.

Gözlerimi kapatarak uyumaya çalıştım.

Kapının açıldığını duyduğumda,kafamı kaldırdım.-Adlarını bilmediğim-o iki koruma vardı.

Sarışın olan biraz geride durduğunda"Gelebilir miyiz?"diye sordu.Kirpiklerimi bir kez kırptım.

İkisi sırayla içeri girdiler.Yanıma yaklaştıklarında,biraz mesafe bırakarak karşıma oturdular.

Esmer olan"Yemeğini yememişsin"dedi,uzaklaştırdığım tabağa bakarken.

Sırıtarak"Ölmek için fazla genç ve güzelim"dedim.

Sarışın olan güldüğünde,esmer olan dirseğini göğsüne geçirdi.

Esmer olan konuyu değiştirdiğinde"Ailen seni arıyor"dedi.

Çenemi dizlerime yasladığımda,gözlerim yüzüğümü buldu.

"Niye bulamıyorlar ki?"diye mırıldandım."O,sinyalleri engelliyor"Anlamamazlıkla ona baktım.Sarışın olan,yüzüğüme kısa bir bakış atarak bana göz kırptı.

Gözlerimi kaçırarak,camdan dışarısına baktım.

Ayağa kalktıklarını hissettiğimde,arkalarına dönerek uzaklaştıklarını yansımalarından izledim.Kapıyı açtıklarında,kafalarını bana çevirdiler.

Sarışın olan"Bulut"dedi,duraksarken."Ölme,olur mu?"

Usulca omuzlarımı silktim."Denerim"

Saati bilmiyordum,sadece bulutlar gidip yerini kırmızılığa bırakmıştı.

Serbest olan elimi sertçe karnıma bastırdım.Açlıktan dolayı midem bulanıyordu ve susuzluktan boğazım kurumuştu.

"Hayır"dedim,gözlerim buğulandığında.

Karnıma saplanan ağrıyla dişlerimi birbine bastırdım.Boğazımda oluşan yanmayla,dudaklarımı yaladım.

Tepsiyi kendime doğru çektim.Vişne suyunu elime aldığımda,dudaklarımın arasından boğazımdan içeri yudumladım.

Bitirdiğim vişne suyunu tabağın yanına bıraktım.Elime aldığım sandiviçi ısırdığımda,yanaklarımın ıslandığını hissettim.

Yazardan

Yaman,önünde duran laptopun tuşlarına bastı.Bulut'u verdiği yüzükten bulmak istiyordu.

Toprak,Mert'in karşısında durduğunda,"Bunu bana nasıl söylemezsin?"diye yakındı.Mert,gözlerini kaçırdığında mırıldandı."Bulut söylememizi istemedi"

Asrın ise sinirden gülerken arkasına yaslandı."Ve sizde söylemediniz.Aferin,gerizekalılar"

Toprak,saçlarını dağıtarak arkasını döndü.

Kısa bir sessizliğin ardından,bir patırdı koptu.Buğra,Göktuğ'u altına almış yumruklarını yüzüne vuruyordu.

"Efsa'ya adamları yollayan sendin!"diye bağırdı.Alar onu tişörtünden yakaladığında,arkaya savurdu.

"Ne demeye çalışıyor,salak kardeşin?"diye sordu,gerginlikle.

Göktuğ,acıyla yutkundu."Özür dilerim,bilmiyordum"

Pişmandı.

Umay,oğlunun saçlarını okşadığında onunla konuşmaya çalışıyordu."Utku,lütfen konuşur musun?"

Utku,dolan gözlerini elleriyle sildiğinde,kafasını usulca iki yana salladı.Ortalık onun için,7 yaşında anne ve babasının olmadığını öğrendiği gibi kokuyordu.

Karşılarında oturan Ege ise,kafasını ellerine almış halıya bakıyordu.Önünde çöken bir çift bacakla,kafasını kaldırdı.Efe'yi gördüğünde şaşırsa da,belli etmedi.Efe titreyen dudaklarını araladığında,"Korkma,onu bulacağız"dedi.

Etrafı tekrardan bir sessizlik sardı.

Yaman'ın sertçe bilgisayarı kapatmasıyla,herkesin bakışı ona döndü."Bulut'u buldum"dedi.

Bölümü attığıma göre uyuyabilirim.

Ve,400K olmuşuz.Helal lan yusufiler.