5 Minutes Please

1

Saçma bir hikaye olmamasını umarak yazıyorum ama kesin saçmalayacağım neyse bakalım bir şekilde finaline kadar yazarım umarım... Yani geri silmezsem..
.
.
.
.
.
.
.
.
.

.

~ Uzun zaman olmuştu bir elin elime konmadığı, o elin beni güldürmesi ise ilkti. ~

Oturmuş müşterilerimin gelmesini beklerken dosyaları gözden geçiriyordum. Namjoon yanıma gelip oturdu. "Hyung artık bıraksan mı şu dosyaları" omuz silkip ona baktım. "Birazdan gelirler zaten bi göz gezdiriyim"  Jin hyung gelip Namjoon'a arkadan sarıldı. "Yoongi yeter tamam sizin için önemli kişiler ama zaten alacaksınız bu işi" onların bu haline göz devirip "Siz köşede aşk dediğiniz şeyi yaşayınsanıza karışmayın bana" dediğimde Jin hyung Namjoon'un elini tuttu "Aman be gel aşkım müşteriler gelene kadar mutfağa geçelim kontrol edelim"

Onlar gittikten bir süre sonra masaya biri oturunca bakışlarım ona kaydı. Kaşlarımı çatıp karşımdakine baktım. Benden genç duruyordu. "Kimsin sen"  telaşla ve kısık sesle "Park Jimin" dedi. "yanlış masaya oturdun herhalde" dedim kalkmasını ümit ederek "Hayır yani şey senden bir yardım istiycektim sevgilimmiş gibi davransan olur mu 5 dakikalık lütfen" derin bir nefes aldım "hayır neden böyle bir şey yapayım" gözlerini gözlerime dikti "sevgilim yani eski sevgilim peşimi bırakmıyor şuan burda ve onu gördüğümü bilmiyor lütfen 5 dakika sonra gider bende giderim" tamam 5 dakikadan ne olabilir ki "5 dakikan var"

Jimin elimi tutunca ellerine baktım. Gülmeden edemedim. "Ne gülüyorsun?" ellerini gözlerime işaret edip "ellerin k-" hemen sözümü kesip "hayır değil" dedi

Namjoon yanıma gelip "Hyung müş-" sözünü bitiremeden Lee Joongi gelmişti. "Merhaba Bay Min" Hemen ayağa kalkıp elimi uzattım. Joongi elimi sıkıp masaya oturdu. "Sevgiliniz olduğunu bilmiyordum" hemen reddetmek için ağzımı aralamıştım ki "memnun oldum efendim ben Park Jimin" diye lafa girdi. Sinirle ona bakmaya başladım. 5 dakika tüm işleri berat edecekti. "sevgiliniz ne iş yapıyor Bay Min" ne bileyim demek istedim ama Jimin bunu da cevaplamış. "iç mimarım"  Joongi gülümseyip "ortak mısınız?" diye sorunca hemen onu reddettim "hayır-" Sözümü kesen Jimin'in konuşmasını dinledim "aslında ben yeni mezun oldum" Tam bir şey diyecekken Namjoon konuşmaya başladı "kendisi bizim holdingte işe başlayacak Bay Lee onun için burda" Joongi gülümseyip "aşk konseptli bir projeyi iki aşığa bırakmak güzel fikir" dediğinde Namjoon'a yaklaştım sinirden dişlerimi sıkıyordum. "Ne demek holdingde aşh Jin hyungu çağır acil" Önüme dönüp yanımdaki çocuğun elini sıktım. Göz ucuyla baktığımda dudağını dişliyordu.

Yemekleri yiyip imzaları atmıştık. "tanıştığıma memnun oldum Bay Park" ben hiç olmadım. "bende memnun oldum Bay Lee" Joongi'ye gülümseyip elimi Jimin'in beline koydum. Birazdan ona bunun hesabını soracaktım.

"teşekkür ederim bana yardım ettiğin için" deyip bana döndü. Sinirle ona bakıyordum. "ben sana yardım ettim bunun karşılığı ne oldu peki" dişlerimi sıkarak ve bağırmamaya çalışarak konuştum. "hyung bu sevgili mevzusu ne?" hızla Namjoon'a döndüm. "sen hiç konuşma ne demek bizim holdingde çalışmaya başlayacak" Jin hyung omuzumdan tutup beni oturttu. "Bana bak Yoongi sakin ol olan oldu bu işi alana kadar sizle çalışsın ne olacak" elimi saçlarımın arasından geçirdim. Ardından ayağa kalkıp Jimin'in dibine girdim. Parmağımı tehditkar bir şekilde sallayarak "Bana bak Park en ufak bir hatanı görürsem bitersin. Yarın şirkete gel orada detayları konuşucaz" deyip restoranttan çıktım.