11

55 11 11
                                    

~Aşkını satmak ne? Benim kitabımda yoktur bu tabir~

Kendi arabama binip babamın arabasını takip ettim. Neden babam Jimin'i aldırmıştı ki?

Bir restaurantta durdular. Jimin içeri geçince bende peşinden girdim. Arka masalarına oturdum. "Yoongi nerde?" diye sordu babam. "Evdeydi en son. Siz mesaj attığınızda tam çıkacakken Yoongi geldi. Tartıştık onun bahanesiyle çıktım hemen." kaşlarım çatılı onları dinliyordum. Gitmem gerekiyordu. Bir şey olsa Jimin zaten bana söylerdi.

Tam kalkacakken duyduklarımla yerime çakıldım. "Yoongi'den ayrılabilirsin" babamın dediğini idrak edemeden Jimin konuşmaya başladı. "Bay Min ben bu oyunu gerçeğe dönüştürmek istiyorum." ne oyunu? Ne diyorlardı? "Jimin artık para vermeyeceğiz. Bundan sonrası senin kalbine kalmış. İstersen paranın tamamını al ve git kendine ailene güzel bir yuva kur istersen devam et." ne parası? Ne ayrılması? Ne yuvası? "Bay Min, Bayan Min ile olan anlaşmamızı tamamladık evet ama siz onu mutlu etmek için beni tuttunuz. Bende mecbur kabul ettim. Şimdi ayrılırsak eskisinden de kötü olur. Hiçbir şeye değmez." ne tutması? Annem ne alaka? Ne anlaşması? "onun mutlu olmamasının sebebi aşkı tatmamış olmamasıydı Jimin. Senin görevin ona aşkı inandırmaktı. Görevini başarı ile tamamladın." aşk? Aşkı inandırmak? Jimin'in görevi?

"Bay Min benim bu işi neden kabul ettiğimi biliyorsunuz. Ben sonucunda ona bu kadar bağlanacağımı düşünmemiştim. Sırf paraya ihtiyacım olduğu için mecburiyetten duruyordum yanında. Ama ben ona yeni aşık olmuşken bırakamam onu." yeni aşık olmak? Benimle yaşadığı aşk sahte miydi? Para için miydi?

Sinirlerime hakim olamayacak duruma gelmiştim. Oturduğum yerden kalktım. Jimin'in yanına gittim. "Yoon? Senin burda ne işin var?" deyip bana sarıldığında kalbimin daha çok ağrıdığını hissettim. Onu hemen üstümden çektim. "Ne kadar Jimin? Benimle oynamak için ne kadar aldın!" herkes bize bakıyordu. "Yoon sakin ol bağırma. Ne oyunu?" gözlerindeki korkuyu görüyordum. "aşık rolü yapmak zordur baba bir buçuk ay denedim ben umarım yeterli bir miktar vermiştirsiniz" babam da oturduğu yerden kalktı. "oğlum gel evde konuşalım burası yeri değil." deyip kolumu tutunca hemen kolumu çektim. "oğlum mu? Hala bir oğlun olduğunu mu düşünüyorsun! Şuandan itibaren benim ne sizin gibi bir ailem ne de senin gibi bir sevgilim var" onları orada bırakıp hızla çıktım. Arabama binip öylece sürdüm. Saatlerce ağlayarak, bağırarak sürdüm..

Acayip saçmalıyorum şuan siz aldırmayın bana..
Bundan sonraki bölüm final olucak..

5 Minutes Please Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin