14

63 11 2
                                    

~Göz göze geldik, kalbim sıkıştı. Anladım o gün anladım başkası olmaz almaz burası diye~

"Senin ne işin var burda!?" sinirle ayağa kalktım. Hoseok hemen kolumu tuttu. Jimin Hoseok ile benim koluma baktı. "Park Hansol benim kuzenim ve bütün hissesini bana devretti. Yani artık ortak olduk Yoon." yutkundum. Sadece yutkundum. 2 yıldır görmediğim yüzüne hasret kalmıştım. Ne kadar unuttum deyip kendime yalan söylesem de kalbim o kadar zamanı inkar edercesine çarpıyordu. 'sen unuttun ben değil' diyordu adeta.

"Çok değişmişsin." bar kısmında oturmuş yanlız başıma içkimi yudumlarken gelen sesi umursamadım. "Yoon seni çok özledim." elini elimin üstüne koyduğu an çektim elimi. "Benim elime sevdiğim dışında kimse dokunamaz Park Jimin" dişlerimi sıkarak söylediğim şeyle yutkundu. Yanıma oturarak bir bardak içki istedi. "Yoon baştan başlayamaz mıyız? Yeni bir sayfa açamaz mıyız?" onun dediği üzerine güldüm. "Jimin bu kez ne için yapıyorsun? Daha ne kaldı alıcağın benden? Ailemi aldın, kalbimi aldın, sevgimi aldın, paramı aldın. Daha ne kaldı?" gözlerinin içine baktım. "Belki bu kez almak için değil vermek için geldim. Sana aileni, kalbini, sevgini, paranı her şeyi geri vericem." içkimden koca bir yudum alıp ayağa kalktım. "hiçbirini istemiyorum. Karşıma çıkma Park Jimin yoksa-" o da ayağa kalkıp tam karşımda durdu. "yoksa? Yoksa naparsın Yoon" bir adım geri attım. "Bana Yoon demeyi kes! Bana bir tek sevdiğim Yoon der." tekrar bana bir adım atıp elini elime kenetledi. "Yoksa ne?" elimi ondan ayırdım. "dileklerin gerçek olduğuna da inanırım" yutkundu.

"Bak yıldız kaydı! Hadi dilek tut!" parmağı ile işaret ettiği yere baktım. "benim ilkim yanımda iken, kalbim onu tatmışken neyin dileği? Olmayan bir şeyden dilek istersem eğer o zaman bilki yalnız kalmışımdır." dudağıma kısa bir öpücük kondurup ayağa kalktı. "desene o zaman hiçbir zaman sana dilek tutturmayacağım."

"bana verdiğin sözü tutamadın Park Jimin" deyip yanından geçip gidecekken kolumu tuttu. "Jimin yapma. Sandığınız gibi güçlü değilim ben" kolumu çekecekken beni kendine çevirdi. Sonra o yumuşak dudağını, özleminden yanıp tutuştuğum dudağını dudağıma bastırdı. Çekilmek istedim ama yapamadım. Hoş çekilsem ne fayda kalbim beynimi susturmuş beni yönetmeye başlamıştı.

Ona karşılık vermeye başladığımda gülümsediğini hissettim. 'Neden karşılık veriyorsun aptal!? İttir hadi onu' beynimdeki ses bağırıyordu. Ama kalbim onu dinlemiyordu.

Elimi Jimin'in beline koyup kendime çektim. Nefessiz kalınca ayrılıp alınlarımızı birleştirdik. "Yoon, sevgilim. Bize bir şans daha veremez misin?" gözlerimi açıp onun gözlerine baktım. Uzaklaşmak istemiyordum. Kokusu burnuma dolurken uzaklaşamıyordum da. Ama olmazdı. Kalbim affetse de zihnim, düşüncelerim, bedenim, beynim affetmiyordu. "Jimin ben sana bir şans verdim. Aşka inanmayan biri olarak sana aşık olarak en büyük şansı verdim. Sen benimle oynayarak bu şansı kaybettin. Üzgünüm Jimin bizden bir daha olamaz." Sonunda kendimi geri çekebilmiştim.

Elini tuttum. "Seni sevdim, seviyorum ve seveceğim. Taehyung ve Jungkook'un yanına git" ona burukça gülümseyip dolu gözleri ile bıraktım orada. Ağır adımlarla arabaya doğru ilerledim.

5 Minutes Please Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin