9

65 13 0
                                    

~Bir yıldızla eşdeğeriz~

"ben sıkıldım. Burda sadece boş boş oturuyoruz. Eve gidelim." uykum arasında duyduğum sesi umursamayıp sağıma döndüm. "hah bir de götünü döndü bana! Beni buraya kadar getir sonra hiç uyumadığın kadar uyu! Birde beni dinleme! Ne güzel ya" duyduğum sese karşın gözlerimi açtım.

"aşkım neden söylenip duruyorsun 2 dakika uyudum sadece ya" koltukta oturur pozisyona gelip esnedim. "ay belim tutulmuş." Jimin'e baktığımda sinirle bana bakıyordu. "2 dakika mı!? 6 saattir uyuyorsun akşam oldu ve hiçbir şey yapmadık 3 gündür burdayız ama ben sadece sıkılıyorum hyung. Ya sen şimdi o kıçını kaldırır bavulu hazırlayıp beni burdan götürürsün ya da " kaşımı çatmış onun sözünü dinlerken duraksamıştı. "Ya da ne?" omuz silkip karşı koltuğa oturdu. "Ya dası yok gidilecek işte" koltuğa tekrar uzanıpım kollarımı açtım. "gel yanıma hadi" ayağını sürüyerek yanıma gelip göğsüme yattı. "ne yapmak istersin söyle bakalım" kafasını yukarı kaldırınca dudağına öpücükler kondurdum.

"biraz dolaşalım mı?" kafamı olumsuz anlamda salladım. "akşam olmuş onu sabah yaparız" beni başı ile onayladı. "gel önce yemek yapalım sonra bahçeye çıkalım." ikimizde koltuktan kalkınca elini tuttum.

Güzel bir yemekten sonra bahçeye geçip oturmuştuk. "Yoon sence aşk ne?" gülümseyip bakışlarımı gökyüzüne çevirdim. "bir yıldızla eşdeğer" kafasını dizime koyup "nasıl yani?" diye sordu. Elimi saçları arasına götürüp sevmeye başladım. "yıldızların ömrü gibi yani." Bana şaşkınca bakmaya devam ediyordu. "yani aşkın biteceğini mi düşünüyorsun?" diğer elimi yüzüne koyup yanağını okşadım. "evet, bak mesela bizler ölürüz ve biter. Yıldızlar da ölür. Sönüp gider parlaklıkları." yıldızlara çevirince bakışlarını bende onu takip edip yıldızlara çevirdim bakışlarımı. "ömürleri ne kadar?" biraz düşünüp "1 milyar ya da 10 milyar arasında değişiyor" şaşkınca bana bakmaya başladı. "bizim aşkımız da ölümsüz mü olucak o zaman hyung?" kıkırdayarak onu onayladım. "bize göre evet ama yıldızlara göre değil." birlikte sessizce yıldızları izlemeye başladık.

"hyung içeri geçelim mi biraz üşüdüm de" deyip dudağını büzmüştü. Onu başımla onaylayınca kalktık. Onu kucağıma aldığımda çığlık attı. "teşekkür ederim aşkım artık yaşlanmama gerek kalmadan bağırarak konuşmaya başlamamız gerekiyor" dudağını ısırıp mahçupça bana baktı. "özür dilerim"

5 Minutes Please Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin