5 Minutes Please

13

~Bekledim ben her geçen gün zihnimden silinmeni~

Kendimi işime o kadar kaptırmıştım ki yine, asistanımın geldiğini duymamıştım. "efendim biri geldi sizinle görüşmek istiyor. Toplantı odasına aldık." kalemimi masaya bırakıp ayağa kalktım. "Ortaklık için mi gelmiş?" dedim en ciddi halimle. "evet efendim. Bay Kim ve Bay Jung'a da haber vermemi ister misiniz?" onu başım ile onayladım. "kahve de gönder" deyip odaya girdim.

"Hoşgeldiniz. Ben Min Yoongi." deyip elimi uzattım. "Ben de Park Hansol memnun oldum." ona gülümseyip yerime oturdum. Hoseok ve Namjoon da gelince toplantıya başladık. "bir ortak aradığınız kulağımıza geldi. Holdingi büyütmek için yapıyorsunuz anlaşılan." hafif yan bir gülüşle onu onayladım. "teklifiniz nedir Bayan Park?" diye söze girdi Namjoon. "sizin için çok avantajlı bir şey olacak biz ise sizin sayenizde daha çok sesimizi duyurmuş olucaz. Eğer ortaklığı kabul ederseniz şirketimizin %50'lik hissesi sizin olucak biz ise bu şirkette %35'lik bir hisse sahibi olucaz." şaşkınca Hoseok ve Namjoon'a baktım. "Bayan Park bu biraz şüpheli bir şey. Sizinle açık konuşayım. Kimse bu teklifi yapmazdı ki sizden başka da yapan olmadı. Neden böyle bir karar verdiniz?" zihnimdekileri Hoseok benden önce söylemişti.

"Her şekilde bizim kârımıza bir şey oluyor hyung" onu başımla onayladım. "temiz çıktı yani bir şeyi yok bu şirketin?" soruma karşı Hoseok beni onayladı. 1 haftalık bir araştırma yapılmıştı. "o zaman daha fazla bekletmeyelim ve kabul edelim."

İmzaları atmış ortaklığı kurmuştuk. "sizi kuzenim ile tanıştırayım benim yokluğumda o işleri devir alacak." kaşlarımı çatıp ona baktım. "yurt dışına çıkmam gereken zamanlar oluyor o yüzden" onu başım ile onayladım. "O zaman ben yer ayırtıyorum hem kutlama hem de tanışma yemeği olur uygun mudur sizin için?" Namjoon'u başı ile onaylayınca Namjoon Jin hyungun restaurantında yer ayırttı. "o zaman akşam görüşürüz Bay Min" elini uzatınca bende elini sıkmıştım.

"hyung her şey hazır mı?" Jin hyung beni başı ile onayladı. "Bana bakın sakın çok içip de geçen günki gibi sapıtmayın. Resmen güreşmiştiniz" bu dediği üzerine o gün olanlar gözümde canlanmıştı. Namjoon ve Hoseok sarhoş olunca güreşmeye başlayıp restaurantın altını üstüne getirmişlerdi.. "hyung telefonun çalıyor" Namjoon'un uzattığı telefonu alıp açtım. "Buyurun Bayan Park" arkadan gelen kalabalık sesle her zamanki gibi kaşlarımı çattım. "Bay Min benim çok acil bir işim çıktı. Londra'ya gitmem lazım. Kuzenim yanınıza geliyor iki tane de arkadaşı var yanında. Onlar sizi tanıyor zaten." bir iç çekip onu onaylayıp telefonu kapattım. "Hansol değil de onun yerine kuzeniyle birlikte iki kişi daha geliyormuş." Jin hyung hemen masaya gerekli şeyleri koymuştu. Ardında Namjoon'un arkasına geçip ona arkadan sarılmıştı. Aklıma sadece tek bir gün geliyordu. Yine aynı masa yine aynı kişiler. Tek farkı şimdi yanımda oturan Hoseok..

"Bay Min merhaba ben Hansol'un kuzeniyim" kulağıma gelen sesin sahibi ile elimi yumruk yapmıştım. Yüzüne baktığımda ise... Daha da güzelleşmiş. Zayıflamış mı bir de? Yanakları küçülmüş. O tatlı ponçik yanakları küçülmüş.. Bu ikili neden piç gülüşü yapıyor?

Ben bu bölümü sabah atacaktım unutmuşum 🤦🏻‍♀️