"Abicim bak gaza ya!"
"Bas gaza aşkım bas gaza!"
Sehun "Abi deliriyor musunuz amına koyayım bir susun!" Hepsi gülüşerek önüne döndüler. Jennie dışında herkes mutlu olmaya çalışıyordu çünkü Masan'a gidiyorlardı. Oraya varmalarına iki saat kalmıştı ve aşırı heyecanlıydılar.
"Jennie kanka az su iç ya." Nayeon Jennie'ye su uzatınca Jennie geri itti. "Jisoo'yu görene kadar ağzıma bir lokma sokmayacağım."
"Tatlım bu lokma değil, bu bir su." Nayeon Jennie'ye su içirmeye çalışırken Lisa araya girdi.
"Gerizekalı kız boğulacak sal kızı ya!" Jennie biraz kendine geldikten sonra Nayeon'un elinden hemen suyu aldı ve içmeye başladı.
"İçeceğim tamam. Sende dikiz aynasından bizi izleme Sehun bas gaza." Sehun kaşlarını çatarak yola döndüğünde önde oturan Felix gülerek arkaya döndü.
Felix "Sende nasıl bir göz var kızım ya! Çocuk resmen titredi." Jennie suyunu bitirip arabanın arkasında ki çöpe attı.
"O titreyince araba da titriyor sanki." Araya giren Jungkook ile sessizce gülüştüler. Ama Jennie hala mutsuzdu çünkü Jisoo'nun zarar gördüğünü düşünüyordu. Odada dinledillerine göre, Jisoo'nun babası çokta iyi adam değildi.
"Şükür geldik."
"Baban kaç tane adam yollamış ya bir sürü araba var burada." Felix'in sorusu ile Dahyun cama döndü.
Dahyun "53 demişti bana."
"Maşallah adama. Bütün adamlarını yollamış resmen." Hepsi inmeye başladı.
Dahyun "53 sayısı bizim adamlarımızın toplam sayısının çeyreği bile değil. Bakma herkese param yok diyorumda para harcamayı sevmeyen birisiyim." Sehun gülerek Dahyun'a döndü.
"Senin gibi zenginler çok az görülür kanka. Bizim bildiğimiz zenginler para harcamadan duramazdı." Beraberce eve doğru yürüdüklerinde bir koruma geldi.
"Dahyun Efendim içeriye gireceğiz fakat sizin izninizi bekliyoruz." Dahyun hemen evin önüne geçti.
"Benim iznimi neden bekliyorsunuz ya? Dalın içeriye."
*******
"Benim güzel kızım bugün aç mı? Sana kahvaltı getirdim." Babası kilitli kapıyı açıp içeriye elindeki tepsiyle girdiğinde Jisoo çoktan uyanmış camı izliyordu. Burada 2. Günüydü fakat elinden bir şey gelmiyordu. Oda da sadece yatak, masa, dolap ve kilitli cam vardı. Camı açmaya çalışsa bile zil öterdi. Jisoo gözlerini camdan ayırdı, babasına döndü.
"Senin o zehirli yemeklerini yemeyeceğim." Babası gülerek yatağa oturdu ve tepsiyi yatağın üstüne koydu.
"Yemezsen açlıktan ölürsün ama." Jisoo babasına doğru yürüdü ve durdu.
"Seninle yaşamaktansa ölürüm daha iyi." Jisoo derin bir iç çekerek yatağına oturdu.
"Seni kurtarmaya da gelmediler. Acaba abin nerede? Seni nasıl kurtaracak?" 2 günden beridir aklından çıkmayan sorulardı bunlar. Jisoo başını eğdi ve gözlerini kapattı.
"Abim kurtarmasa bile arkadaşlarım beni kurtarır." Babası alayca güldü.
"Kim seni kurtaracak ya? Hiç çatışmada olmuyor kim seni kurtaracak? Kim cesaret eder ki burayı basmaya?" Ardından aşağıdan sesler geldi. Bağırışmalar ve cam sesleri geliyordu. Jisoo sırıtarak babasına döndü. Babası endişeyle ayağıya kalkıp gidecekken Jisoo arkasından seslendi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I Love You And Me / JenSoo
FanfictionTuvalete yanlışlıkla girip o mükemmel vücudu gören Jisoo, gözlerini o vücuttan alamadı. Hem vücuda hemde sahibine aşık olmuştu. /Duru