Lolita (bxb)

Anca Beraber Kanca Beraber

Uzun yolculuk boyunca birlikte geçirdikleri kısa tatili düşünür olmuştu Akın. Aslına bakarsak Lolita'yı tanımak için o kadar efor sarf etmişti ki Ayaz'ın gerçek ve herkesten gizlendiği karanlık kuytularını görmezden gelmiş gibi hissettiği için kendi içinde suçluluk hissetmişti. Yaptığı şey anlamsızdı. Ayaz'ın maddi anlamda çok daha iyi olması Akın ile ilişkisinde bir pürüz nedeni olmamalıydı zira aralarındaki şey maddiyat hudutundan çok daha derin bir çizgide duruyordu. Onlar birbirini sisli bir bulutun ardından da açık ve net halde görebilecek kabileyette iki aşıktı.Bu tatil onlara iyi gelmişti zira Akın biliyordu ki bu saaten sonra kıyamet kopsa yahut cehennem buz tutsa Ayaz ile arasına kolay kolay kimse giremezdi. Buna müsade etmeyecek,yanlış anlaşılmaları gereksiz bir gururun esiri haline de getirmeyecekti.

"Morluklara on şişe fondöten gidecek."diye mırıldanmıştı Ayaz  gözlerini devirip. "Hayır canım okul zamanı olmasa,gurur niteliğinde açıp sergileyeceğim de kel müdürü peşime takmak istemiyorum."

"Unutma yavrum,kapalı kapılar ardında Lolita olsan da mahallenin keko Ayaz'ı olarak namın var."diye kıkırdadı Akın. Zeytuni gözlerini belertip ,direksiyonu tek eliyle kavradı. Avucunu açmış,elini elinin üzerine koyması için usulca Ayaz'a uzatmıştı. Ayaz onun elini sıkıca kavramış olsa da duraksamıştı. Oğlanın avuç içlerine kocaman öpücükler bıraktıktan sonra Akın oğlanın parmak uçlarını okşamayı sürdürdü. Direksiyonu tek eliyle kavramaya o denli alışmıştı ki bazen taksiye çıkmanın avantajı olarak boşta kalan elini rahatça sevgilisinin elini tutmak üzere kullanma konusunda ustalık geliştirmek hoşuna gidiyordu.

"Eve gidince baban kızacak sana değil mi?"diye mırıldandı Ayaz. Çatık kaşları ona nadiren ortaya çıkardığı maskülen simayı tekrar kazandırmıştı. Çene hattı keskinleşmiş,burun kanatları irileşmişti. Derin bir nefes verdi. "Sinekleri ortada çok bıraktım! Hepsi benim hatam. Sineklerin kanatlarını koparıp bırakmayacaktım,kafalarını koparacaktım."

"Bu saaten sonra babama ne anlattıklarıyla değil,ne anlatmadığı ile ilgileniyorum. Ben söyleyeceğim."dedi Akın hırsla. 

"İlişkimizi."dedi Ayaz tek kaşını havaya kaldırarak. "Babana direkt söyleyeceksin..."

"Kardeşim mal oğlu mal değilse,anlamıştır. Annem zaten senin benden önceki favorin. Geriye bir tek babam kalıyor. Ya herro ya merro,en fazla evden atar."diye mırıldandı Akın. Boş bir bakış atmış,oğlanın elini gece yolculuğunun ıssızlığında daha da sıkıca kenetlemişti kendi parmaklarının arasına.

"Ne geleceksen seninle gelsin,sikimde değil bir şey. En fazla geber git der,iki tokat atar."diye fısıldadı Akın. "Arkadaşlarını ortada bırakan vefatsız bir şerefsiz olarak kulağına başkalarının zehrinin girmesinden iyidir."

"Bana gel."dedi Ayaz hüzünle. "Benimle yaşa,bende öyle istiyorum zaten. Üniversiteye giderken de üniversiteye gitmesek de. Birlikte kalalım istiyorum ama..."

"Ama?"

"Ama bende yanında olayım bırak."dedi Ayaz dolu çakırlarından bir damla süzülürken. "Bunları senin başına ben açtım."

"Sen mi? Başıma mı açtın ?"dedi Akın alayla. "Körebe gibi takıldığım ilişkimde en yakın iki arkadaşımla aldatılıyordum,sen ne alaka."

"Alınma ama."dedi Ayaz dudak dişleyip. "Sen biraz malsın Akın,ben söylemesem seni dolandırırlardı da çok güzel yani ayıptır söylemesi seni bir pezevenklerin elinden almadımsa da orospuların elinden almış oldum."

"Sadede gel!"

"Babana bizi açıklayacaksan,delikanlı gibi ben de dikileceğim."diye gürledi Ayaz. "Evde pijamalarımı çekip,yolunu izlemeyeceğim. Dayak da yersen,birlikte yeriz. Evden atılırsan da birlikte çıkarız. Anladın ?"

"Ne?"

"Ne duyduysan o."dedi Ayaz emin bir edayla. "Sen evde bekle ben ailemle konuşayım cümlesi kabul etmiyorum çünkü  anca beraber kanca beraber."