⭒10⭒

649 476 6
                                    

Umarım beğenirsiniz. Keyifli okumalar diliyorum! Oy vermeyi ve yorum yapmayı lütfen unutmayın. :")

Paylaştığım şarkılara, profilimdeki Spotify linkinden, ⭒ adlı listeden ulaşabilirsiniz.

Bölüm şarkısı: ''Noah Cyrus - Lonely''

                                    ☆

Emin amca ciddi bir yüz ifadesi ile söze girdi. Konuşurken tek tek üçümüzün yüzüne bakarak, ''Öncelikle çok geçmiş olsun. Hilal durumu bize anlattı. Cidden yaşadığınız çok zor bir durum,'' dedi.

O sırada Seçil teyze, Emin amcanın lafını nazikçe ''Hayatım,'' diyerek kesti. Ve bana çaktırmadan başıyla beni işaret etmeye çalışarak, ''Dila içeri geçse daha iyi olur aslında,'' dedi.

Annem gayet sakin bir şekilde ''Hayır, hiçbir sorun yok. Dila'nın her şeyden haberi var. Bu zamana kadar Dila'dan sağlığı konusunda hiçbir şey saklamadım, saklamam da. Konu ne olursa olsun. İster iyi, ister kötü. Her zaman oturup, Dila'ya da, Aydın'a da, güzel bir şekilde anlatırım. O yüzden rahatça konuşabiliriz,'' dedi.

''Bu yaptığınız çok zor ama çok doğru bir şey,'' dedi Seçil teyze şaşkınlıkla. ''Bir şey saklansa bile ne zamana kadar saklanabilir ki? Er ya da geç, illa ki duyulur. Gerçekten sizi tebrik ediyorum.''

''Teşekkür ederim, o sizin güzel görüşünüz. Keşke başka türlü olsaydı ama... Yapmak zorundaydım,'' dedi annem konuşurken zorlandığını belli etmemeye çalışarak. Ama onu tanıdığım için ne hissettiğini gayet iyi anlıyordum.

Keşke başka türlü olsaydı... diye geçirdim içimden. Sahi nasıl olurdu ki?

Düşünmeye başladım. İlk başta düşünürken zorlandım çünkü; başka türlüsünü bilmiyordum ki. Bu zamana kadar aklıma başka türlüsünü düşünmek gelmemişti.

Çünkü ben bununla doğmuştum. Benim için normal olan buydu. Zor da olsa düşündüm. Doğuştan sağlıklı bir insan olsaydım; yürüyüp, koşsaydım, oyun oynarken düşseydim, annem dizlerimde açılan yaraları sarsaydı... Normal bir çocuk olsaydım... Hem o zaman kaslarım kuvvetli olduğu için skolyozumun olma ihtimali de çok azalırdı... Ama olmadı.

Ben bununla doğdum. Bununla yaşayacaktım. Bununla savaşacaktım. Tabii, şu ölümcül ameliyat mevzusu çıkmasa.

Birkaç dakika sonra Emin amca yeniden konuştu. ''Ben birkaç eşi dostu aradım, görüştüm. Onlar da konuyla ilgilenecek, araştıracak. Bir gelişme olduğu zaman onlar beni arayacak, ben de size dönüş yapacağım.'' Biraz durakladı, yüzü ciddileşti ama devam etti. ''Uzman doktor bir arkadaşım var. Onunla konuştum, çok tehlikeli bir ameliyatmış ve durum böyle olunca, her doktor da bu riski almak istemiyormuş. İşinin ehli olan çok az doktor bu ameliyatı yapıyormuş, işin açıkçası, bana söylediği bu.''

Harika, bu seferde ameliyat parasını bulabilsek bile, ameliyatı yapan çok az doktor var. İstemeden yüzüm biraz düştü, ortamdaki herkes gibi. O sırada Emin amca ile göz göze geldik. Söylediği şey yüzünden kendini kötü hissetmemesi için hafif bir tebessüm edip, gözlerimi kırptım. O da bana buruk bir tebessüm etti.

''Siz de bizim derdimizle kendinizi yordunuz. İlginiz için gerçekten çok teşekkür ederiz. Çok sağ olun,'' dedi annem.

''Öyle şey olur mu? Dila kızımız için ne gerekiyorsa yapmaya hazırız,'' dedi Emin amca.

Annem yüzünde farkında olmadığı çaresiz bir bakışla, sırayla misafirlerin yüzüne bakarak konuşmaya devam etti. ''Ne yapacağımızı bilmiyoruz, çok zor bir durum. Allah kimseyi bu durumda bırakmasın. İnşallah bir çaresi bulunur. Çocuğum kurtulur,'' dedi ve son cümlesinde gözleri doldu.

Zehirin İlacı (Gerçek Bir Hayat Hikayesi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin