⭒13⭒

281 209 33
                                    

Umarım beğenirsiniz. Keyifli okumalar diliyorum! Oy vermeyi ve yorum yapmayı lütfen unutmayın. :")

Paylaştığım şarkılara, profilimdeki Spotify linkinden, ⭒ adlı listeden ulaşabilirsiniz.

Bölüm şarkısı: ''Alan Walker - Faded''

                                    ☆

Annem otomatiğe basarken; abim bilgisayarı bırakıp yanımıza geldi, babam televizyonu kapattı. Çünkü; her şey tertipli ve düzenli olmak zorundaydı. Çünkü; misafir geldiği zaman misafirle sohbet edilirdi, televizyon açmak sizinle konuşmak istemiyorum der gibi anlaşılabilir ve bu kabalık olabilirdi.

Ev kapısı kapalı olsa da aşağıdan gelen sesleri duyabiliyordum; apartmanın kapısı açıldı, misafirlerin konuşarak merdivenleri çıktıklarını ve asansöre bindiklerini duydum.

Onlar asansörden çıkarken, ben arabamı antrede döndürdüm ve geri geri giderek koridorun girişine park ettim.

Hepimiz her zamanki durduğumuz -ev kapısından salona yön verecek şekilde- yerlerimizi almıştık.

Her misafir geldiğinde değil ama bazı misafirler geldiğinde bu oluyordu; içimde saçma bir heyecan vardı; saçma sapan bir kalp çarpıntısı, hafif bir terleme, biraz da panik. Bu niye oluyordu, bilmiyorum. Ama bana çok saçma geliyordu. Zamanla azalır diye düşünüyordum ama pek bir değişim olmadı. Sanki ilk defa misafirimiz geliyordu. Bu galiba çocukluğun verdiği bir heyecan. Yani. Sanırım.

Ama bu seferki yaşadığım heyecan bir farklıydı. İçimde hafiften umut kelebekleri uçurtan cinsten. Bu insanlar benim için, bana yardım etmek için geliyordu. Ameliyat olmam için; araştırma yapıp bilgi toplamaya, bir yol izlememize yardımcı olmak için geliyorlardı.

Açık olmak gerekirse ortada henüz bir yol yoktu. Ama en azından ufacık bir fikir vermeleri bile; kafamızın içinde olan bu yoğun sisi biraz da olsa dağıtmamıza ve düşmüş olduğumuz bu karanlık yolda bize ışık olup, yolumuzu görmemizi ve daha kolay devam etmemizi sağlayacaktı.

Buna inanıyordum. Buna inanmaktan... başka çarem yoktu.

Beni sakinleştirmesi için; derin bir nefes alıp, nefesimi tuttum. Üç saniyeden kısa bir süre sonra, kalp atışlarımın titreşimini bütün vücudumda hissedince, bunun daha boğucu bir his olduğuna karar verdim ve nefesimi bıraktım. Saçmalama, dedim kendime. Az sonra, misafirler geldikten beş ya da on dakika sonra bu his bitecek. Hep böyle oluyordu.

Asansör kata gelmeden annem ev kapısını açtı. Asansör kata geldi ve durdu, bakıyorduk ama içinden çıkan kimse yoktu, biraz bekledik -tahmini yarım saniye falan- ve hepsi sırayla asansörden çıktılar. Çocuklar bir konuda tartışıp, birbirlerine gülüyorlardı. Bizi gördüklerinde bir anda konu kapandı, ciddiyet ve sessizlik oldu.

Annem güler yüzle, ''Hoş geldiniz!'' dedi. Onlar da ailecek güler yüzle, ''Hoş bulduk!'' diye yanıtladılar.

Tabii, bu sefer ailecek dört kişi geldiler. Yanlarında, çocukları olan; Ceren abla ve Dora da gelmişti. Emin amcalar, önceki geldiklerinde onlardan bahsetmişlerdi, ama onların sadece isimlerini biliyorduk.

Misafirler ayakkabılarını çıkartıp, eve girdiklerinde; ailecek her birimiz, onları güler yüzle karşıladık ve sonra herkes sırayla birbiri ile tokalaştı.

Bu sefer tokalaşırken, Seçil teyze ve Emin amca ellerini sıkmama şaşırmadılar, sadece gülümsemekle kaldılar. Çünkü önceki geldiklerinde bunu görmüşlerdi.

Ama bu seferde Ceren abla ve Dora şaşırmıştı; Ceren abla, bir iki saniyelik şaşırmanın ardından, çıkarttığı montunu anneme vererek, hiç renk vermeden uzatmış olduğum elimi sıktı.

Zehirin İlacı (Gerçek Bir Hayat Hikayesi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin