Merhabaaa!
Bölüme geçmeden tarih alabilir miyim?
Keşfedilmek ve yazar dünyasına açılmak dileğiyle:)
''Efsun? Kızım, yatıyor musun hala?''
Üzerime yapışmış olan üniformanın ağırlığı beni en dibe çekerken, üzerimde sadece üniforma olmadığını da çok iyi biliyordum. İntikamın soğuk nefesleri her an yakamdayken, boğazımı sıkan o yakayı gevşetmemek için kendimi zor tuttum. Boğuyordu beni, boğuluyordum. Aklımdaki düşünceler adeta bir el gibi yapışıyordu boğazıma, engelleyemiyordum bile.
Boğazımı temizledim sanki boğazımdaki o eller üzerimden çekilecekmiş gibi, ama çekilmedi, çekilmeyecekti. Üzerime bulaşan o kanı, babamın kanını üzerimden silip atmadan o eller asla çekilmeyecekti boğazımdan. İntikam vardı benim için bir de refac. İki anlamsız kelime. Beni boğan, yerin dibine çeken ve sessiz çığlıklar atan ölüleri andırmamı sağlayan o iki kelime.
Kapı yavaşça açıldığında ilk gıcırtısı geldi kulağıma, sonra ise tavandan dökülen bir kaç kum. Yere çarpışları kulağımda dolandığında yüzüme gülümseyen bir surat ekledim. Her şey yolundaymış gibi döndüm anneme.
''Hazırlanmışsın bile.'' Dedi şaşkınlıkla. Sonra ise gülerek yanıma doğru yavaş adımlarla ilerlemeye başladı. ''Bir de şaşırıyorum, babasının kızı işte. Ne olacaktı ki başka? Bana benzeseydin kesin bir saat sonra kalkardın.''
Güldükten sonra yanağına bir öpücük kondurdum. O da ellerini yüzüme değen saçlarımı geriye atmakla yükümlendirdi.
''Çağırdılar mı beni?'' Diye sormamla dış demir kapının sertçe çalması bir oldu. Ardından ismim döküldü dudaklarından, 'Efsun!' Diye bağırdılar sadece, soyadımı getirmediler. Annemin bile moralini bozan bu durum benim omzumum çökmesine sebep olurken anneme baktım.
''Gidiyor musun şimdi?'' Diye sordu. Dudakları büzülmüştü, gözlerinin içinde sağanak bir yağmur vardı. Durduramayacağım kadar şiddetli bir yağmur.
''Gidiyorum ama geleceğim.'' Dedim. Sesimdeki güven ve emin onun moralini az da olsa yerine getirmiş gibiydi. Elinin tersini göz kapaklarına bastırarak dolmuş gözlerini bir çırpıda sildi ve yeniden mutlu kadın pozuna girdi.
''Bak bu yönden iyi ki bana benzemişsin.'' Dedi.
''Hangi yönmüş o?''
''Söz tutma yönünden. Baban sözünü tutmazdı kızım, o geleceğim dedi ama gelmedi. Sen geleceksin ama. Sen sözünü tutacaksın. Sen baban yerine de geleceksin, sadece baban yerine değil, baban gibiler yerine de geleceksin.'' Demesiyle yüzümdeki buruk gülümsemeyle kollarını sardı bana. İçimde bir orman yandı. Yeşerttiğim ormanı ateşe verdi bu sözler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İptila
Genç Kurgu''Nefes kesicisin.'' Dedi fısıldayarak. ''Şimdi..'' Dedim, aynı ses tonuyla. Belimdeki bıçağı tek hamlede alıp boğazına yasladım, atar damarının tam üstündeki bıçağa korkuyla bakarken yüzüme sevimli gülüşümü takındım ve kulağına doğru yaklaştım. ''...