Salona giriş yapacağımız sırada Doruk beni kucağına aldı ve beni benden alan o konuşmayı yaptı.
"Seni bakışlarından tanırım, tek bir hareketinden tanırım. Beni delip geçen gözlerinden tanırım seni ben. Beceremem ben diz çökmeyi felan ayaklarını yerden keserim kalbin kalbime denk gelsin diye işte tam o zaman sorarım sana. Beni mest eden kadın, kendine aşık eden kadın evlenir misin benimle?"
Doruk'un yaptığı konuşma, yaptığı teklif onun herkesten farklı oluşunu yansıtmıştı.
Onun kolları arasında evlenme teklifi almak beni hem şaşırtmış hem de mutlu etmişti.
"Cevap vermeyecek misin sevgilim?"
Şaşkınlığımı bir kenara bırakıp hayatım olacak adama "Evet" cevabını verdim.
Kucağından indirmeyerek salona girdi.
Salonda her taraf kırmızı gülerle seriliydi birden fazla gül vardı.
Balkon terasa doğru yürüdü. Terasa yemek masası konulmuş ve üstün de çeşit çeşit yiyecekler vardı. Beni sandalye ye bırakıp kendisi de masanın yani benim tam karşıma oturdu.
Aklıma Yiğittin gelmesiyle onu arabada unuttuğumuz geldi.
"Doruk biz Yiğitti araba da unuttuk."
"Sakin ol güzelim şimdi arıyorum Murattı."
Çocuğu nasıl unutmuştuk bir an kendimi çok kötü hissetim.
Doruk Murattı aradı ve söyledi.
"Yüzün düşmesin güzelim. Hizmetliler almış çoktan, Muratla denize gidiyorlarmış."
Hava tam denize girmelikti ağustos ayının son sıcaklarıydı.
Doruk bardaklarımıza sıkma portakal suyunu doldurdu.
Doldurduğu bardaktan bir yudum aldım ve sevdiğim adama baktım.
Bakışları benim üzerimdeydi. "Teşekkür ederim beni kendine bu denli aşık ettiğin için, beni mutlu ettiğin için."
"Bu daha hiçbir şey güzelim, seninle çok mutlu olacağız."
Aniden çalmaya başlayan keman sesiyle aşağıya baktım.
Dışarıda iki adam bize bakarak keman çalıyorlardı. Ne ara ayarlamıştı bunları, böyle bir şey beklemiyordum hiç.
Gözlerimi Doruk'a çevirdiğimde, karşımda değil diz çökmüş şekilde yanıma gelmişti. Elinde bir kutu gözlerimin içine bakıyordu. Oysaki evlenme teklifi etmişti, diz çökmesini beklemiyordum.
"Bu hareketi sevgilim ileride pişmanlık olmasın diye yapıyorum. Sonra neden yapmadın diye söylenir durursun bilirim. Yoksa ben beceremezdim diz çökmeyi seni çok sevdiğimden beni soktuğun hallere bak. Benimle bir ömür yaşamayı kabul eder misin?"
Ellerini tutum kaldırdım ve bende kalktım. Beklediği cevabı verdim.
" EVET sevgilim"
Elindeki kutuyu açtı ve yüzüğü parmağıma taktı.
Gözlerine gözlerime kenetledi.
"O derin mavilerinde boğulduğum, beni her bakışında içine çeken kadın seni çok seviyorum."
"Bende seni çok seviyorum Kara gözlü yârim."
Doruk beni elimden tutup oturma odasına sürükledi. İçeride birden

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Umut Mavisi
Ficción GeneralHer şey intihar etmem ile başlamıştı. Nerden bilebilirdim ki olayların buraya geleceğini. Bu hayattan kurtulup yok olmak istemiştim. Kalbimin sesi ile gittiğim mavi beni çıkmaz bir hayatta sürüklemişti. Katil bir adam tarafından bir oda da kilitl...