3. Bölüm : Minicik bir beden

928 181 37
                                    


Z.K👒

Merhaba arkadaşlar.
Umarım bölümü beğenirsiniz😊 Medyada Doruk Ve Yiğit
Hikayeme yıldız verirseniz çok sevinirim.
Keyifli okumalar dilerim❤

♡♡♡♡♡♡♡☆☆☆☆☆☆♡♡♡♡♡♡

O minicik beden ve küçücük gözler karşımdaydı.


Doruk'dan

Yurt dışında ki şirketimizin acil bir toplantı yapılması gerektiği için ilk uçakla Almanya'ya gitmem gerekti.
Kızın anne ve babasının olmadığını ve yetimhane de büyüdüğünü öğrenebilmiştim sadece.
Bir haftadır Almanya'daki işler bir türlü bitmek bilmiyordu. Bugün bütün işi bitirip İstanbul'a dönmeye kararlıydım.

"Abi, abi"
Bana seslenene baktığım da bu bizim
Yiğit'ti.
"Ne var ulan?"
Yiğit tepkimden kızıp arkasını dönüp odadan çıkacakken kollarından tutarak kucağıma aldım.
"Erkek adam trip atar mı Yiğit Bey
nereye böyle hemen arkanı dönmek?"
" Ama Doyuk abi sen benimle hiç ilgilenmiyorsun, beni  buyada  bıyakıp gidiyosun bende senle gelmek istiyom."

Beş Yıl Önce

Hayatımın en kötü ama en kötü zamanlarından biriydi.
Annemin ve babamın trafik kazası haberini aldığım günden beri bir aydır Türkiye den gelen telefonları bile açmıyordum.
Kardeşim ne halde,
nasıl, ne yapıyor?  Hiç merak etmiyordum. Aldığım ilaçlar beni bambaşka birine dönüştürüyordu. Beynimi uyuşturuyordu.  Psikiyatri tedavisi alıyordum.
Almanya'ya ilk adımımı attığım andan beri, geçmiş peşimi bırakmıyordu.

Kafamdaki tilkiler dönüp dolaşıp geçmişe götürüyordu. Annem ve babam beni Almanya'ya gönderme kararı almışlardı. Ama bilmiyorlardı ki geçmişim deki insanlar peşimi bırakmış olsa bile kafamdaki  tilkiler bırakmıyordu.

Gece'nin bir yarısında Almanya'nın ıssız sokaklarında dolaşırken karşıda ki evin yandığını gördüm. İşte tam o zaman dedim ki, ölüm beni çağırıyor.
Evin oraya hareket edip eve girdim.
Apartmanın içindeki ateşlerin üstünden atlayarak apartmanın tam ortasına geldim. Gözlerimi kapattım ve ölümümü bekledim.

Aniden çat çat diye  bir ses gelmesi ile gözlerimi açtım. O sesin ardından bir bebek ağlama sesi duyumsuyordum.
Biraz bekledim, dışardan geliyordu belki de bebek sesi.

Yok bu yanan evden geldiğine emin olduktan sonra sesse karşı koyamayıp hızlı adımlarla o sesse doğru ilerledim.

O ses tam karşımdaydı şimdi.

O minicik beden ve küçücük gözler karşımdaydı. Hemen yere eğilip   bebeği kucağıma aldım.
Her yer alev alevdi bir an önce çıkmazsam patlayacaktık, seri hareketlerle o  gün o evden çıkmıştık.


Şimdiki Zaman

Yiğit benim için o zor zamanım da gönderilen bir mucize gibiydi.
"Yiğit Doyuk değil Doruk!"
" Tamam Doyuk abi."
Bu çocuk insanı kendisine hasta ederdi.
"R" harfini söyleyemeyen Yiğit Beye anlaşılan bakıcı tutacaktık.
Dışardaki sekretere İstanbul'a uçak bileti
ayırttırmasını söyledikten sonra şirketten Yiğit ile çıktık.

Yiğit'tin burada ki bakıcısının da parasını
verip gönderilmesine adamlarıma bildirmeyi de ihmâl etmemiştim.
İstanbul'a geldiğimiz de Yiğit'te kıyafetlerini Almanya'dan getirmediğimiz için kıyafet aldık.
Telefon açıp Ayşe sultana  oda hazırlanmasına söyleyip yol da olduğumuzu haber verdim.

Umut MavisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin