12. Bölüm: Uçurum

499 77 35
                                    

07.04.2019

Z.K👒

Herkese yeniden ve yeniden merhabalar evet bu son bölüm.
Tabi ki de şaka yapıyorum. Sadece diğer bölümleri iki ay sonra yayınlayacağım.
Umarım bölümü beğenirsiniz ve beğenilerinizi ve yorumlarınızı benden umarım eksik etmezsiniz.
Sizleri seviyorum sizler çok değerlisiniz kendinize çok iyi bakın sağlıcakla kalın.

💙💙💙💙💙💙💙💙💙💙💙💙💙💙💙

"Kalbimi geride bırakmıştım."


Evden çıktığımda ev ıssız bir yerde olduğu için yolumu bulabileceğim zor görünüyordu. Ağlamayı bir kenara bırakıp. Evden uzaklaşmaya başladım. Bir saat'e yakın zamandır yürüyordum. Ayaklarımı hissetmiyordum artık benden kopmuştu sanki. Uzun bir yürümenin ardından sonunda otobana geldiğimde bir araba geçsin diye duâ etmeye başladım.
Uzaktan bir araba sesini duymam ile arkama dönüp gelen arabaya baktım. Arka arkaya iki tane bir araba geliyordu. Hemen elimi sallayıp durmaları için işaret yaptım. Umarım durulardı. İki arabada son sürat yanımdan geçtiklerinde hayal kırıklığına uğradım. Son umudum da tükenmişti. Ne yapacaktım ben bu ıssız yerde? Son bir ümit arkalarına bakmama rağmen geri dönmemişlerdi.
Siyah arabalar gözden kaybolunca bende yürümeye devam etme kararı aldım. Bir kaç saniye sonra o siyah iki arabayı görmem ile şaşırdım. O iki arabada aynı hizada geri geri geliyordu.

Arabalar yanımda durması ile tam yanımdaki arabadan bir adam çıktı.
" Hanımefendi sizi geçerken son dakika fark ettik geri döndük."
Diğer siyah arabadan da arabayı kullanan bir adam daha çıktı. O adam arka tarafa geçip kapısını açması ile bir adam daha çıkmıştı. Ne çok adam vardı bu arabalarda.
İkinci arabadan çıkan mavi tişörtlü adam yanıma doğru yaklaştı.
"Sen, sen benim Sibel'ime çok benziyorsun."
Bu adam neyden bahsediyordu? Kafayı yemiş gibi bir hâli vardı. Bu dünyada da bana benzeyen ne çok kadın varmış meğer.

" İnsan insana benzer Beyefendi!" dedim. Çünkü donmak üzereydim. Bir an önce buradan uzaklaşmak istiyordum. Doruk beni bulmadan kaybolmalıydım.

" Evet haklısınız , acaba hanımefendi siz bu soğukta burada ne yapıyorsunuz?"
" Ee ben yolda kaldım da bir araba bekliyordum."
" Buyurun sizi şöyle gideceğiniz yere kadar bırakalım isterseniz?"
Adamın teklifini hemen kabul ettim. Bu adamın arabasına binip beni söylediğim yerde bırakmalarını istedim. Uzun bir yolculuğun ardında şehre gelebilmiştik. Kadıköy'e geldiğimizde yanında oturduğum adama teşekkür ettim. Arabadan inecekken adam benim kolumu tutması ile durakladım. Ve ona döndüm.

" Telefon numaranızı veririmsiniz? " dedi.
" Benim telefonum yok!"
" Size nasıl ulaşabilirim o zaman?"
" Sanırım bana ulaşamayacaksınız ben bu şehirde olmayacağım."
İsmini dahi bilmediğim adam benden telefonumu istiyordu. Bu adamla vedalaştık dan sonra Kadıköy'deki bir zamanlar beraber yaşadığım insanların evinden eşyalarımı almaya doğru hareket ettim.

Mahalleye geldiğim de her zamanki gibi ruhsuz hâli üzerindeydi. Tek bir insan evladı yoktu. İnler cinler top oynuyordu.
Takip edildiğimi hissediyordum. Dönüp arkama baktığım da kimseyi göremedim. İçimdeki bu his neyin nesiydi o zaman.
Arkadan bir el burnuma bir bezle bastırmaya çalıştığın da gözlerim kararmaya başladı.
Ve sonrası koca bir karanlık.

🍂

Gözlerimi açtığım da bir odadaydım.
Ben, ben buraya nasıl gelmiştim?
Evet en son biri tarafından bayıltılmıştım. Hayat neden şey durmadan beni sınıyordu ya da kaderim mi demeliyim? Şimdide başkaları tarafından bayıltılıp kaçırılmıştım. Bu koca dünyadaki insanların derdi neydi benimle? Odanın kapısının kilidi açılmaya başladığın da hemen yattığım yerden kalktım.
Kapı açılmaya başlayınca, odak noktamı kapıya verdim.
Kapıdaki adam, bu sabah beni araba ile bırakan adamdı.

Umut MavisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin