1
"Üzgünüm, Mitsuri. Bir işim çıktı. Gelemiyorum." Obanai hüzünle konuştu. Gerçekten üzgündü. Kulağına yasladığı telefondan birkaç saniye ses gelmedi.
"Oh... Anlıyorum. Sorun değil. Müsait olduğun bir zaman buluşuruz."
Obanai iç çekti. "Sonra konuşuruz o zaman. Gitmem gerekiyor." Mitsuri mırıldandı. "Görüşürüz."
Obanau telefonu kapattı ve Giyuu'ya döndü. "Cidden senin için Mitsuri ile buluşmamı iptal ettiğime inanamıyorum."
Giyuu kızarmış gözaltlarıyla gülümsedi, "Gel öpeyim." dedi dudaklarını öne uzatırken.
Obanai yüzünü buruşturdu ve ayağa kalktı. "Sanemi ne yapıyor?"
"İşte."
"Bekle, ilaç getireceğim." Obanai arkasını dönüp mutfağa ilerlediğinde Giyuu burnunu çekti. Gülümsüyordu.
Demek Mitsuri ile buluşmanı iptal ettin...
"Nerede bu siktiğimin ilaçları!?" Obanai sinirle seslendiğinde dudaklarını yaladı. "Ocağın üstündeki dolapta!"
2
"Sanemi ne zaman gelecek?" Obanai yattığı koltuktan gözlerini televizyondan ayırmadan sordu. Giyu burnunu çektikten sonra konuştu, "Ne bileyim. Gelir heralde az sonra."
"Off..." Obanai iç çekti. "Ne diye hasta oldun ki? Aptal herif."
Giyuu bir kez daha burnunu çekti. Zilin çalmasıyla Obanai ayağa kalktı ve kapıya ilerledi. Mırıldandı, "Sonunda..."
Giyuu ona bakmadı. Televizyon izlemeye devam ediyordu yattığı yerden. Obanai kapıyı açtığında Giyuu'nun kulağına Obanai'nin şaşkınlık dolu sesi geldi. "Kochou?"
Giyuu, gözleri genişlerken aceleyle koltuktan kalkarak girişe yöneldi. "Ah, merhaba." Shinobu da şaşkındı. Obanai ile karşılaşmayı beklemiyordu. "Tomioka burada mı?" diye mırıldandı. Elinde bir poşet vardı. Giyuu kapıya ulaştığında öksürdü ve Obanai'nin omzunu tuttu. "Ben hallederim, git içeri sen."
"Ha? Ne oluyor?" Giyuu Obanai'nin omuzdan iterken Obanai kaşlarını çatarak ona baktı. "Yok bir şey." Giyuu sakin bir ses tonuyla cevapladı.
Shinobu dudaklarını birbirine bastırmış onları izliyordu. Giyuu nihayet Obanai'yi salona yolladığında öksürdü ve Shinobu'ya döndü. "Merhaba."
Shinobu gülümsedi. "Merhaba." Elinde poşeti uzattı. Poşetin içinde bir tencere vardı. "Çorba getirdim. Yalnız olduğunu sanıyordum. Kusura bakma." Giyuu elini saçlarından geçirdi ve gözlerini kırpıştırdı. Ellerini uzatıp tencereyi alırken yüzünü buruşturdu. "Hayır, sana söylemeliydim. Yanlış anladı büyük ihtimal. Üzgünüm."
"Sorun değil," dedi Shinobu gülümseyerek. Giyuu'nun yüzüne baktı. "İyi misin?"
"Hı hı." Giyuu hafifçe gülümsedi, "Obanai bana bakıyor."
"Yalnız olmamana sevindim. Aklım sende kalmıştı. Kontrol etmek için gelmiştim ama pek de gerek yokmuş."
"Teşekkürler, Kochou."
"Tabii. Bir şey olursa ara. Dikkat et. Görüşürüz." Shinobu birkaç adım geri giderken konuştu. Giyuu hafifçe başını salladı. "Görüşürüz."