1
"Bu kadar geç kalacağımızı bilseydim eve dönerdim." Obanai kafenin kapısının kilidini açarken homurdandı. Mitsuri utanarak birkaç şey mırıldandı Obanai'nin yanında dikilirken. Obanai kapıyı açıp içeri girdiğinde peşinden giren Mitsuri'ye baktı ve derin bir nefes verdi. "Nezuko gelir az sonra." dedi.
"Üzgünüm, çok rahattım. Fark edememişim." Mitsuri gerçekten Obanai'ye sarılıp uyurken her zamankinden rahattı. Obanai'yi kolların arasına alıp göğsüne yaslamış, suratını da siyah uzun saçlarına gömmüştü.
Obanai kulakları kızarırken arkasını döndü ve mutfağa ilerledi. Mitsuri hafifçe gülümsedi. Kasada boş boş oturup uykulu halinden kurtulmaya çalıştı. O sırada kapı açıldığında Nezuko gözüktü. Kapıyı tekrar kapattığında kasaya, Mitsuri'nin yanına ilerlerken gülümsedi, "Günaydın, Kanroji-san."
"Günaydın, Nezuko!" Mitsuri de genişçe gülümseyerek karşılık verdiğinde Nezuko hafifçe güldü. "Uyandırdığım için üzgünüm tekrardan."
"Ah, hayır! İyi ki aradın Iguro'yu."
Sabah, Mitsuri düşünmeden uyku sersemliğiyle Obanai'nin alarmını kapatmıştı. Nezuko ise sabah kafeye geldiğinde henüz açılmadığını görünce şaşırmış, yaklaşık yarım saat beklemişti. Obanai normalde asla geç kalmazdı. Endişelendiği için Obanai'yi aradığında Obanai kulağına dolan sesle gözlerini aralayıp telefonu açtığında şok içinde doğrulmuş, Mitsuri'yi de uyandırıp apar topar evden çıkmışlardı.
Nezuko hafifçe gülümsedi. Onları böyle görmeyi seviyordu. Aradığında Obanai'nin boğuk sesi, onun ardından gelen Mitsuri'nin homurdanmaları ile birleşince o anı istemsizce hayal etmişti ve oldukça tatlı olduklarını düşünmüştü. "Geç kalsanız da sorun olmazdı, sonuçta burası Iguro-san'ın kafesi."
Mitsuri omuz silkti, "Kurallara sadık birisi."
Ardından gülümsedi, "Geç kalmayı sevmiyor.""Nezuko işe gittiğini söyledi. Açılmıştır." Kapı açılmadan önce duydukları tanıdık, fakat kısık sesle oraya döndüler. Tanjiro, İnosuke ve Zenitsu peş peşe girdiklerinde Nezuko gülümsedi. Tanjiro kız kardeşini görmesiyle genişçe gülümsedi. Yalnızca yarım saat önce ayrılmışlardı.
"Niye bu kadar erken kalktık biz?" Inosuke homurdandı. "Hafta sonu ve sabahın köründe uyandırıyorsunuz."
Zenitsu da uykuluydu ve esniyordu. Elleri cebinde Tanjironun peşinden ilerlerken baygın bakışlarını etrafta gezdiriyordu. Gözleri sevgilisinde takılı kaldığında baygın bakışları yerini parlak gözlere bıraktığında gülümsedi ve elini kaldırdı. Dudaklarını oynattı, "Günaydın."
Nezuko yanakları hafifçe kızarırken elini kaldırıp salladı ve aynı şekilde dudaklarını kıpırdatarak cevap verdi, "Günaydın."
Zenitsu gülümsemesini genişletti. Kanroji onlara gülümseyerek baktıktan sonra iç çekti ve ayağa kalktı. Bazen liseli olmak istiyordu. Onları böyle sevgi dolu gördüğünde yaşlandığını hissetti. Adımlarını mutfağa yönlendirerek sipariş alma kısmını
Nezuko'ya bıraktı.Kapıyı açtığında her zamanki gibi sandalyesinde oturan Obanai aceleyle çıktıkları için bağlayamadığı saçlarını alttan bir at kuyruğu ile bağlamış, telefonuyla uğraşıyordu. Mitsuri gülümsedi. Her ikisi de artık Nezuko ve Zenitsu kadar genç olmasalar da utangaçlardı ve bir çift liseli gibi davrandıkları zamanlar oluyordu.