Chapter 15

270 32 22
                                    

1

"Çıkmaya mı başladınız!?"

"Soru soruyorum Shinobu!"

"Oha, çok sevindim bebeğim!" Shinobu neşeyle konuştu. Mitsuri ona gözlerini kısarak baktı, "Niye kaçıyorsun?"

"Of, Mitsuri. Neden bu kadar merak ediyorsun?"

"Çünkü bizimle çıktığın zamanlar dışında evden çıkmıyorsun!"

Shinobu iç çekti. "Konuşuyoruz işte."

"Ne zamandan beri?" Mitsuri nihayet bir şeyler öğrenmenin sevinciyle gülümserken konuştu. Shinobu gözlerini kaçırdı. Kızaran kulakları kendini belli ediyordu. "Birkaç haftadır."

"Oha! Nasıl oldu!?"

"Siz Iguro'san ile kafeyi ekip buluşmuşsunuz. Tomioka vardı kafede. Konuştuk biraz. Sonra şu içmeye gittiğimiz gece de eve bıraktı bizi. Diğerleri gelmeden önce de konuştuk... Yani... Konuşuyorduk işte!" Shinibu homurdandı. "Her neyse, gidiyorum ben. İşin yok mu senin?"

"Oh, doğru." Mitsuri oturduğu masadan kalktı ve tepsiyi eline aldı. "Evde konuşuruz." dedi. Ardından boşalmış masalardaki boş bardak ve tabakları toplayıp mutfağa ilerledi. Shinobu da kafeden ayrıldı.

Mitsuri hafifçe gülümsedi.

Günün birinde sevgilimin kafesinde çalışacağımı hiç düşünmezdim.

(Keske benim de siyah uzun sacli farkli renk gozleri ve islettigi bir kafesi olan sevgilim olsa)

Mutfak kapısını açtı ve mutfağa girdi. Bugün Obanai yoktu. Giyuu hala hastaydı ve sadece Nezuko ile Mitsuri kafeyi idare ediyordu.

Tepsideki bardakları yıkamak için lavaboya yanaştı ve kollarını sıvayıp eldivenleri giydi.

"Kanroji-san, birisi geldi!"

Kapının eşiğinden ona seslenen Nezuko'ya baktı. Kaşlarını çattı. Giydiği eldivenleri çıkarıp masaya bıraktı ve mutfaktan çıktı.

Gördüğü kişi, gözlerinin genişlemesine sebep olurken dudaklarını araladı, "Oh..."

"Selam..." Haru, çekinerek, gözlerini kaçırarak konuştu. Mitsuri bir süre ona baktı, "Selam..?"

"Vaktin var mı?"

Mitsuri, Nezuko'ya döndü. Nezuko başını salladığında Haru'ya döndü. "Evet."

Mitsuri ilerleyip bir masaya oturdu. Haru da onun karşısına oturdu ve ona baktı. "Ben," mırıldandı.

Mitsuri düz ve sakin bakışlarını Haru'dan çekmeden konuştu, "Özür dilemek için falan geldiysen gereği yok."

Haru dudakları aralık birkaç saniye Mitsuri'yi izledi. "Üzgünüm." dedi yine de.

"Önemi yok." dedi Mitsuri.

Haru dudaklarını birbirine bastırdı, "Kumi'nin dediği şeyler-"

"Biliyorum. Duydum." Mitsuri ona bakmadan konuştu bu sefer.

"Ben öyle düşündüğüm için ayrılmadım senden, Mitsuri." dedi Haru bakışlarını ellerine indirerek, devam etti, "Öyle düşünmüyorum da zaten." Mitsuri konuşmadı. Haru'nun eğdiği başına bakıyordu.

"Seninle fiziğin veya onun gibi bir şey için çıkmadım. Saçların veya ses tonun tuhaf değil. Yanaklarının sürekli kızarması da beni rahatsız etmiyordu. Bunların hiçbirini ilgi çekmek için yapmadığını biliyorum. Senden gerçekten hoşlandım başlarda." Kafasını kaldırıp gözlerini Mitsuri'nin gözlerine kilitledi. Mitsuri öylece kalakaldı. Haru'dan bunları duymayı beklemiyordu.  "Ama, beni çok seviyordun. Beni gerçekten çok seviyordun, Mitsuri." Haru dudaklarını yaladı, "Bunu her zaman hissediyordum ve seni, senin kadar çok sevmediğim için kötü hissediyordum. Sen bana seni seviyorum, dediğinde ben de sana ben de seni seviyorum desem de, hissettiğimiz şeyler aynı değildi. Bunu büyük ihtimal sen de farketmişsindir."

別の人生.ObamitsuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin