İki yıl sonra.
"Çek ellerini üzerimden" saçı sakalı birbirine girmiş herifin teki, içki kokan elleriyle beni tutuyordu.
"Senin ne işin var bu saate dışarda güzelim?"
Ellerini tutup geri ittim."Sanane gerizekalı!"
Psikopat gibi kahkaha atarak yerdeki bira şişesine ayağıyla tekme attı. Âniden oluşan sesle çığlık atarak geriledim.
"Kaçmasana güzelim, yemiycem ya. O müthiş teninin tadına bakıcam." Hızlı adımlarla ilerlemeye başlayınca, arkamdan sinir bozucu bir gülüşle peşimden geliyordu.
"Git başımdan!" hızlanarak bana yetişti ve sırtıma uyguladığı büyük kuvvetle beni yere düşürdü. Kaldırımın köşesine gelen karnımı tutarak yerde kıvranmaya başladım. "Allahın pisliği. Git buradan!" Üzerime oturarak boynumu iğrenç bir şekilde öpmeye başlayınca, büyük bir çığlık bastım. Sokağın başından gelen sren sesini duyunca suratıma iki tokat atarak oradan etrafına bile bakmadan kaçmaya başladı. Yüzümün acısıyla ve karnımın sancısıyla yerdeki su birikintisinde çamur içinde kıvranıyordum. Polislerden biri benim yanıma gelerek kolumu kavradı. Nereye gittiğini onlar sormadan "Eski binanın içine girdi." diyerek ben onlara öncelik ettim. 3-4 tane polis binanın etrafında dururken 4-5 taneside içeriye girmişti. Kolumdan tutan polisden destek alarak ayağa kalktım. Büyük inlemelerime rağmen koskoca sokağın yardım etmemesine, gerçekten hayret etmiştim. Polis arabasının en arkasına oturarak ambulansı bekledim. "Siz iyimisiniz?"
"Bebeğime birşey oldu diye çok korkuyorum." polis telsizi açarak konuşmaya başladı.
"Bayan hâmile, bebeğine zarar gelmiş olabilir. Ambulansı daha hızlı yollayın." elini arkaya atarak bana baktı. "Ailen varmı?"
Öksürerek lafa girmeye çalıştım, elimi ağzıma attığımda gelen kanları umursamadan cevabımı verdim. " Kocam, beni almaya gelecekti. Fakat geç kaldı, sanırım trafik var." telsizden gelen sesle adam önüne döndü. "Yoğun trafikten ambulans gelmekte zorluk çekiyor. Bayan dayanamayacak durumdaysa siz götürün." polis uzun bir küfür sallayarak bana döndü. "Ahmak insanlar! Trafik varsa ben nasıl gideyim?" tekrar öksürdüm. "Hastaneye iki sokak yanda kestirme var." öksürüklerimin ardı ardına gelince polis arabayı o sokağa doğru ilerletti. Arka koltukta iki büklüm otururken, bir yandan Allah'a bebeğime birşey olmaması için dualar ediyordum. Gözlerimi kapatarak sâkinleşmeye çalıştım. Sanırım bilincim kapanacak duruma kadar gelmişti. Derin nefes verdiğimde polis tekrar bana döndü. "Geldik, merak etmeyin." sahte bir gülümseme sergiledi "Bebeğinde iyi eminim." arabayı âni frenle durdurunca kendimi iyice kastım. Polis arabadan inerek yüksek sesle "Sedye getirin!" diye bağırdı. Arka kapı açılınca içeriye doğru uzanan iki tane eldivenli el gördüm. Gerisi acıdan dolayı yoktu, en ince detayını bile hatırlayamıyordum En son uyandığımda, gördüğüm cody'nin başımda elimi tutmuş bir şekilde uyuyor olduğuydu. Elimi hızla çekerek karnıma götürdüm. Cody kırmızı gözlerini bana dikerek baktı. "Bebeğim?" "İyi o değilmi?" "Yaşıyor dimi?"
Cody'nin yanağından süzülen yaşlar kolumu ıslatınca ona baktım. "Yaşıyor değilmi?" gözlerini kapatarak başını yatağa gömdü. Ağlamaklı ses tonuyla. "Bebeğimizi kaybettik Ela." Acıdan ağrıyan bacaklarımı umursamadan âniden yatakta doğruldum. "Ela yerine yat." telaş içerisinde kollarıma müdahele ederek beni yatırmaya çalışıyordu. "Bebeğim yaşıyor! Yalan söyleme!" yatmam için beni zorluyordu. "Hemşire!" Diye yüksek sesle odada bağırdı. Ağlayarak"Senin yüzünden öldü!" diyebildim sadece. Kollarını çekip geriledi. Elimle serumu çekip çıkardım. "Sen, gelseydin bunlar olmayacak'tı!" korkak bir bebek gibi ağlıyordu, gözleri şiştiğinden rengini belli bile etmiyordu. Hemşire odaya girince ayağa kalkmaya çalıştım. İki hemşire birden kolumdan tutunca kendimi savunmasız bir çocuk gibi teslim ettim. Serum şişesine bastıkları ilacın aynısından koluma bastıklarında sâkinleşmiştim. Ama içimdeki acı, bir o kadar kudurmak için, en ufak bir öfkeyi bekliyordu. Ağlamam durmuyordu, saatler geçse bile ben minik bebeğimi geri getiremiyordu. Cody etrâfı yumruklayarak çekip gittiğinde, odada sadece ben ve beni bitiren üzücü olaylar kalmıştık. Onlar her zaman güçlü geldiğinde, beni bitiriyorlardı. Tek istediğim bebeği, iki insan yüzünden kaybetmiştim, uğruna ölmeye değmeyecek iki insan yüzünden.
İlacın etkisi yavaş yavaş etki etmeye başladığında gözlerim kapanıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HEY BROTHER
Fanfiction"Utanma Aşık Olmak Suç Değil" Dedi sessizce bana bakıp. "Zaten Aşık Falan Değilim!" "Pekala o zaman" Dedi ve dudaklarıma bir an yapıştı. Sanki içimdeki Kelebekler Bir Anda Harekete Geçmişlerdi. İç sesim Codynin beni öpmesine karşılık vermemi söylüyo...