''Ne yaşamadım desem. Başıma gelmeyen kalmadı, adam felaket tellalı! Severim ama, yanında can güvenliğim yok.'' Dedi gözlerini açarak. Dudaklarımı birbirine bastırıp gülmemi engellemeye çalışsam da başarılı olamadım.
''O zaman, can güvenliğin artık hiç yok'' Dediğimde bana ters ters bakıp salondan çıkmıştı. Sırıtıp arkasından baktım.
-----------------------------------------
''Altan kesin senin yüzünden kafaya yer.'' Dedi Berke gülerek. ''Ay teşekkür ederim, çok büyük bir iltifattı bu benim için.'' Dedim heyecanla.
''Ahu, gel hadi odanı göstereyim sana.'' Dedi biyolojik annem. ''Sizin adınızı bilmiyorum ben, söyleyebilir misiniz?'' Dedim ona bakarken. Bu halime gülüp başını salladı.
''Benim adım Semra, babanın adı ise Yağız.'' Başımı sallayıp Semra Hanım'ı takip ettim. Üçüncü katta durduk ve koridorun sonundaki odaya girdik. Birkaç ana eşya dışında odada bir şey yoktu.
''Odayı nasıl dekore etmek istediğini bilmediğimiz için sadece yatak, masa ve dolap aldık. Onları da beyaz seçtik ki aldığın diğer eşyalara uysun. Bu günlük böyle idare et, yarın kahvaltıdan sonra aşağıdaki merkeze gideriz, çok güzel bir mobilyacı var. İstediklerini alırsın.'' Dediğinde hevesle başımı salladım.
''Teşekkür ederim, her şey için.'' Dediğimde gülümseyerek kolumu sıvazlamıştı. ''Rica ederim, sen bizim kızımızsın. Şu an öyle hissetmesen de hiçbir şeyden mahrum bırakamayız seni.'' Dediğinde başımı salladım.
''İstersen odanda kal, istersen benimle aşağıya gel.'' Dediğinde odamda kalmayı ve kıyafetlerimi yerleştirmeyi tercih etmiştim. Sonbahar ve kış için olanları çıkarmıştım, yazlıkların hepsini çıkarmamıştım. Nasılsa iki haftaya yeniden kaldıracaktım.
Yazlıkları çıkarmasam bile uzun sürmüştü çünkü oldukça fazla kıyafetim vardı. Paramı kıyafete yatırmayı tercih ediyordum genelde. Kendimi yorgunlukla yatağa bıraktığımda telefonum çalmaya başladı. Ya Ceyda'ydı ya da abimdi.
Ceyda kuşum arıyor...
Tahmin ettiğim gibi. ''Efendim Ceyda'm?'' Dedim yatmaya devam ederek. O ise cıvıl cıvıl bir sesle konuşmaya başladı. ''Nasılsın? Oralarda neler oluyor? Çabuk anlat, gittin mi kafeye?'' Dedi tek çırpıda.
''İyiyim, sen nasılsın? Buralar karışık. Çabuk anlatıyorum ve kafeye gitmedim.''
''İyiyim bende. Neden karışık, benimle dalga geçme ve neden kafeye gitmedin?'' Dedi aynı şekilde. Babaannesinin yanına adalara gitmişti, okul açılmadan dönecekti.
''Onu gelince öğrenirsin. Dalga geçmiyorum ve gidecek bahane bulamadım. Sen yoksun, buraya gelme amacın ne derler insana, evim uzaktı biliyorsun.'' Bir süre konuşamadığımızda, bir sürü soru dizer ve tek tek cevaplardık. Çoğu kişi nasıl anlaştığımızı anlamasa da hoşuma gidiyordu benim.
''Uzaktı? Geçmiş zaman eki?'' Dedi. ''Karışıklıkla ilgili, gel sen bir anlatırım.'' Dedim elimle gözlerimi kaşırken. ''O zaman güzel bir haber vereyim, yarın geliyorum. Babaannemi erken dönmeye zor ikna ettim, onu ikna etmem bitti, İstanbul seferi bulmak kaldı.'' Dedi sinirle.
''Sefer nasıl bulamadın?'' Dedim kaşlarım çatılırken.
''Amcam bırakacak ya beni, onun çıkış saatine göre sefer bulmak zor oldu. Bunlar beklemeyim istiyor ama amcam geç kalmamalı falan. Ama azimle...'' Derken sustu. Kesin babaannesi gelmişti. Biraz daha konuşup telefonu kapattık.
O sırada kapım çaldı ve içeri Berkay girdi. On dört ve on beş yaşında olmalıydı. ''Yemek hazır, aşağıya çağırıyorlar.'' Dediğinde başımı sallayıp ayağa kalktım. Yanına geldiğimde benden uzun olduğunu fark ettim, ben bundan büyük değil miyim yani?
''Yaş olarak büyük olabilirsin ama, yanımda cücesin.'' Dedi Berkay sırıtarak. Kendimi boğazlama isteğiyle dolup taşarken aşağıya ilerledim. Şu soruna bir çözüm lazım. Evden çıkmıyorken kendi kendime konuşmaya alışmıştım, bu yüzden hep sesli düşünüyordum. Başta herkes bilerek yaptığımı zannetse de sonra onlar da alışmıştı.
''Yaş olarak büyük olmam, bana saygılı olmanı gerektirir. İn aşağıya.'' Dedim kaşlarımı çatarak. Sırıtmaya devam ederken saçlarımı karıştırıp aşağıya indi.
Öbür evde tek deli bendim. Ayrıcalıklıydım, şimdi önüne gelen karşılık veriyordu. Bunu sevmemiştim. Daha ilk günden böyleyseler, ilerde nasıl olur?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ahududu
ChickLitBen Ahu Yılmaz, pardon Ahu Seveceğin. Garip bir soyadı olduğu konusunda hemfikir olduğumuzu düşünüyorum. Tabii genlerim aldığım dedeciğim de benim gibi manyak olduğundan ailemiz normal karşılıyor. Tek ailem biricik abimken on yedi yaşımda aniden dör...