''Anladım, anlatmayacaksın. Seni zorlayamam, bize yakın davranıyorsun diye özeline karışmak olmaz. Sadece rahatsız edip etmediğini merak etmiştim. Yine de bir soru olursa bundan bana bahset, çözümleriz illa ki.'' Dedi. Başımı salladım ve aklıma gelen soruyu sordum.
''Sen nereden öğrendin?'' Dediğimde ayağa kalkmıştı. ''Mahalleden biri görmüş. Polis olduğu için seni araştırmasını istemiştim. Normalde olaya karışacakmış ama, sen gülmeye başlayınca sadece beni aradı.'' Başımı sallayınca odadan çıktı. O gidince bende kendimi derin bir uykunun kollarına bıraktım.
----------------------------------------------
İki gün sonra
İki gündür çok sakin günler geçirmiştim, canım sıkılıyordu. Serkan, işteydi ve geç geliyordu. Altan'da aynı şekilde. Berke, ders seçimi yapacakmış. Onun için karşı yakadaydı. Onun içinde olay çıkmıyordu. Berkay'la arada konuşsak bile can sıkıntım geçmiyordu.
Ceyda'nın aramasını görünce yatakta doğruldum. Telefonu açıp kulağıma yaklaştırdım. ''Efendim kuşum?''
''Geldim ama arayanım yok. Nasıl iş bu böyle?'' Dedi sahte bir sitemle. Güldüm. ''Babaanne psikolojisinden arınmanı bekledim. Arındıysan buluşalım?''
''Olur valla, yoksa kafayı yiyeceğim, neler oluyor diye. On dakikaya seninkinin orada.'' Dedi ve yüzüme kapattı. Biliyor tabii ki çemkireceğimi.
Ayağa kalkıp hazırlanmaya başladım. Üstüme siyah bir tişört ve kot etek giydim, saçımı da yukarıdan at kuyruğu yaptım. Makyaj yapmakla uğraşamayacaktım çünkü, Ceyda buna değmiyordu.
Hayır, sadece üşenmiştim. Değmediği yoktu aslında.
Salona girip Semra Hanım'a bakındım. Berkay'la dizi izliyorlardı. Berkay'ın sıkıldığı belliydi. ''Semra Hanım, ben arkadaşımla buluşacağım.'' Dediğimde başını sallayıp dizi izlemeye devam etmişti. Konu ilgisini çekmiş olacak ki Berkay doğrulup bana bakmıştı.
''Ahu?'' Dedi son harfini uzatarak. Yanağımın içini ısırıp konuştum. ''Ne var?'' Dediğimde kaşlarını çattı.
''Neden öyle dedin ya?''
''Kesin bir şey isteyeceksindir, belki hevesin kırılır dedim.'' Sırıtıp ayağa kalktı. ''Beni daha tanıyamamışsın sen!''
''Acaba neden Berkay? Düşün bulursun illa ki.'' Diyip ayakkabılarımı giymeye gittim. Arkamdan takip etmişti. ''Ters gününde misin?'' Dedi ayakkabılarını çıkarırken.
''Hayır, sadece peşimden gelmek için beni kandırmaya çalışan insanlara karşı tavrım bu! Şimdi gir içeri, arkadaşımla buluşacağım. Tek olduğumda gelirsin.'' Desem de umursamadı ve kapıyı kapatmadan önce içeri seslendi.
''Anne, ben Ahu'yla çıkıyorum. Nereye gittiğimizi bilmiyorum. Saat kaçta geleceğimizi de kiminle buluşacağımızı da.'' Bu çocuk mal mı?
''Pisliksin Berkay!'' Dedim ve yürümeye başladım. ''Abartma, sadece yanında geleceğim. Kahveni öderim ablacım(!)'' Dedi alayla. Yüzümü buruşturup taklidini yaptım. Ceyda'nın on dakika demesine karşın yirmi dakika sonra evden çıkmıştım.
Mahalleden çıkmak üzereyken Berkay duraksadı. Baktığı kısma baktığımda teyze topluluğu gördüm. Gergince gülümserken onlara bakıyordu.
''Berkay, bu kızcağız kimdir? Yavuklun mudur?'' Dedi en yaşlılarından biri. Ağzım açılırken Berkay'a döndüm. Yüzünü buruşturmuştu. Ne yani benimle sevgili olma ihtimali bu kadar mı kötüydü? Sorarım bunun hesabını sana!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ahududu
Genç Kız EdebiyatıBen Ahu Yılmaz, pardon Ahu Seveceğin. Garip bir soyadı olduğu konusunda hemfikir olduğumuzu düşünüyorum. Tabii genlerim aldığım dedeciğim de benim gibi manyak olduğundan ailemiz normal karşılıyor. Tek ailem biricik abimken on yedi yaşımda aniden dör...