5. Bölüm

5.5K 221 2
                                    


''Yaş olarak büyük olmam, bana saygılı olmanı gerektirir. İn aşağıya.'' Dedim kaşlarımı çatarak. Sırıtmaya devam ederken saçlarımı karıştırıp aşağıya indi.

Öbür evde tek deli bendim. Ayrıcalıklıydım, şimdi önüne gelen karşılık veriyordu. Bunu sevmemiştim. Daha ilk günden böyleyseler, ilerde nasıl olur?

------------------------------------------

Herkese bulaşıp, onlara yakın davranmasaydın böyle olmazdı Ahu!

Belki de ama, olsun. Ahu Yılmaz bir markaydı, her türlü başa çıkardım bunlarla. Aşağıya inip kokulardan mutfağı buldum. Mutfak oldukça büyüktü, zaten büyük olmasa nasıl sığacaklardı ki. Kocaman aile, kendimi bildim bileli büyük ailelerden hoşlanmamıştım. Biri bakıyor, anlıyor ne olduğunu. Acımızı da kendimiz yaşayamayacak mıyız kardeşim?

Bunu Nehir'den öğrenmiştim. Ortaokul arkadaşımdı, iki abisi ve iki erkek kardeşi vardı. Nehir, memnundu ama ben sinir olmuştum. Evde gelen geçen laf atıyordu kıza.

Bu sırada Serkan'ın yanındaki boş yere oturmuştum. Yemekte kimse konuşmamıştı, en sonunda Yağız Bey konuşmaya girdi. ''Hangi okula gidiyorsun?''

''Çınar Anadolu Lisesine gidiyorum, son sınıf.'' Dediğimde başını salladı. ''Okulun artık uzakta, gitmek sorun olmayacak mı?'' Dedi Serkan.

''Bilmem, otobüse biner ve giderim. Ne olacak?'' Yolları çok severdim, kulaklığımı takıp yolu izlemek her zaman hoşuma gitmişti.

''Ben bırakırım seni, akşamları kendin dönersin.'' Dedi bu seferde. Nedenini sormadım çünkü, hastane o taraflardaydı. Başımı salladım.

Okula dönmek istediğimden de emin değildim. Öyle çok gülüyordum ki insanlar nefret ediyordu benden. Birileri beni kirletmeye çalışmıştı, bende gülerek karşılık vermiştim. 

''Ne olmak istiyorsun?'' Dedi Semra Hanım.

''Ne olmak istediğimden emin değilim sadece yapmak istediğim alanı, okumak istediğim bölümü biliyorum. Konservatuarda tiyatro okumak istiyorum.'' Dediğimde başını sallamıştı. Yemekten sonra odama çıkmıştım. En sevdiğim kitabı çıkarıp okumaya başladım. Fakat kafama öyle takılmıştı ki kitap okuyamıyordum. Onu görmek istiyordum, üç haftadır görememiştim.

Kitabı kenara bırakıp kafamı yatağa vurdum. Gözlerimi kapatmış, onu görmeye çalışıyordum. Hakkında bildiğim şeyler çok sınırlıydı. Adı, kafede çalıştığı ve hayatımın altını üstüne getirecek biri olduğu. En son yaşananları hatırlayınca küfredip yatakta debelenmeye başladım.

Camdan atlasam ölür müydüm? Ölmezdim ama Serkan, beni bu sefer hastaneye yatırırdı.

Düşüncelerimle başa çıkamayacağımı anlayınca odanın içinde bulunan banyoya girdim. Suyu buz gibi yaparken üstümdekileri çıkarıyordum. Kendimi buz gibi suya atınca tüm vücudum titredi ama umursamadım. Gülümseyip uzun bir duş aldım. Rahatlamış bir şekilde odaya girdim. Üstümü giyinip yatağa girdim.

----------------------------------------

Çalan telefonla gözlerimi açtım. Küfrederek telefonu açtım.

''Alo?'' Dedim, arayan kişiye bakmadığım için onun konuşmasını bekliyordum. ''Ahu?'' Diyen sesle yutkunup yatakta doğruldum. Okul hayatımın içine eden o sesle ellerim titremeye başladı.

Dün onu o kadar anmıştım ki, arayası gelmişti sanırım. ''Nasılsın?'' Dedi çekinerek. Yeni sürüm müydü bu? En son bana küfür ediyordu, arkamdan atıp tutuyordu. ''Uyuyordum, hissetmiyorum.'' Dedim uykumu böldüğünü belirterek.

''Uyandırdım sanırım.'' Çok zekisin, bu kadar zeka fazla değil mi? ''Ben, seni görmek istediğim için aramıştım. Nerede görüşebiliriz, çok acil. İstersen evinin oraya gelebilirim hemen.'' Dediğinde saçlarımı geriye ittim.

''Atacağım konuma gel o zaman.'' Diyip yüzüne kapattım. Saatte baktığımda gözlerim şaşkınlıkla açıldı.

Saat sekiz buçuktu! Ulan Enes, ulan şerefsiz, haysiyetsiz! Ona küfrederek hazırlanmaya başladım. Üstüme siyah eşofmanımı ve beyaz, üst bedenimi saran bluzumu giydim. Telefonumu ve bir miktar para alıp aşağıya indim. En son, kimseye haber vermediğim aklıma gelince etrafta kağıt, kalem aradım.

Benim bir işim çıktı, kahvaltı öncesinde dönmüş olmayı planlıyorum. Telefon numaramı da alta yazıyorum :)

AhududuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin