Stefan Zweıg / Olağanüstü Bir Gece

14 3 0
                                    

Tür: Dünya klasikleri, edebiyat, romanSayfa sayısı: 80

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Tür: Dünya klasikleri, edebiyat, roman
Sayfa sayısı: 80

Katıldığı çarpışmalarda şehit düşen Baron Friedrich Michael'in, masasındaki notları, Baronun ailesi yazara verir ve bu notları yazar "Olağanüstü bir gece" adı altında, hiç bir değişiklik yapmadan, yayınlamaya karar verir. Bütün olaylar sadece altı saatlik bir zaman diliminde yaşanmıştır.

36 yaşında zengin, saygın bir yedek subayın, tekdüzeleşen hayatından sıkılması sonucu, yeni maceralar arayışı, bundan sonra yeniden çiçeklenip, hayatının anlamını bulmasının hikayesi.

Subayımız, bir Haziran sabahı at yarışlarına gidiyor. Burada bir kadınla sadece karşılıklı bakışlarla bir oyuna giriyor. Bu oyun onu fazlasıyla heyecanlandırıyor. Kadının şişko ve ona hiç yakışmayan kocası yanına gelince, subayımız bunu görüp tiksinti duyuyor. Adamın fişleri yere düşüyor. Adam, düşen fişlerini ter içinde toplarken, subayımız içinde duyduğu nefretle fişlerden birinin üstüne ayağını basıyor. Kadın, kocasını alarak uzaklaşıyor. Bu fişe yüklü bir para çıkıyor. Subayımız fişi verip, bütün parayı alıyor. Küçük bir pişmanlık duyuyor, gidip bu parayı kazanamayacak bir ata yatırıyor, niyeti paradan kurtulmak. Fakat kendini kaybetmiş gibi yarışı izliyor, kendi atının kazanmasını istiyor ve o kazanıyor. Hatta bundan o kadar haz duyuyor ki, daha fazla oynamak, kazanmak, kazanmak istiyor ama pist kapanıyor.

Kendini sorgulasa da hiç bir pişmanlık, utanç duymuyor. Bu elit subayımız, eve dönmek yerine kendini bir bilinmeze, varoş sokaklara atıyor. Üstelik tüm modernliği ile fakir, yoksul insanların içine, onların arasına karışmak istiyor. Fakat kimse ona yaklaşmıyor. Gecenin son kırıntısı bir fahişe, onu farkediyor. Kuytu bir köşe ararlarken fahişenin pezevenkleri geliyor. Adam bu utançla onlara para teklif ediyor. Adamlar bu yüklü paraları görüp, teşekkürler ediyorken, vermenin hazzı subayı son derece mutlu ediyor. Bu sevinçle cebindeki paraları, herkese dağıtarak, hepsini sokağa fırlatarak eve dönüyor. Ertesi sabah gözlerini huzur ve mutlulukla açıyor.

İnsanları sevindirmek, yüzlerini gülümsetmek ne güzel bir şey aklıma sadaka geldi. Dinimizdeki en güzel şey. Veren al, alan elden üstündür vesselam..

Kitapla kalın.

KİTAP İNCELEMELERİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin